Hava Durumu

#Güvenlik

Kapsül Haber Ajansı - Güvenlik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Güvenlik haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

5G Ağlarında Güvenlik Açıkları Alarm Veriyor Haber

5G Ağlarında Güvenlik Açıkları Alarm Veriyor

Siber güvenlik alanında dünyanın önde gelen şirketlerinden Trend Micro, CTOne ile birlikte yürüttüğü yeni ortak araştırmayı yayımladı. Araştırma, yapay zekâ tabanlı güvenlik araçlarının yaygın olarak benimsenmesine rağmen, iletişim teknolojileri (CT) alanındaki uzmanlık eksikliğinin özel 5G ağlarını ciddi güvenlik risklerine açık hâle getirebileceği uyarısında bulunuyor. Trend Micro Kurumsal Platformlar Direktörü Rachel Jin, "Her yapay zekâ destekli güvenlik çözümü eşit değildir ve bazı işletmeler, yeterli bilgi birikimine sahip olmadıkları için kendilerini riske atıyor. Özellikle özel 5G ağlarında, proaktif saldırı yüzeyi yönetimi kritik önem taşıyor; en küçük bir ihmal bile sistemi tehlikeye açık hâle getirebiliyor. Bu hayati altyapıları koruyabilmek için, güvenlik liderlerinin yapay zekâ destekli korumayı, teknolojiye ve siber risklere dair derin bir anlayışla birleştirmesi gerekiyor" dedi. Trend Micro Avrasya Bölgesi Stratejik Ürünler İş Geliştirme Müdürü Burak İnce, konuyla ilgili şu değerlendirmede bulundu: "Özel 5G projelerinde en büyük risk, radyo erişiminden çekirdek ağa kadar görünürlüğü kısıtlı katmanlarda saklı tehditlerdir. CTOne entegrasyonlu Trend Micro Vision One platformu, bu katmanları tek panelden izleyerek yanlış pozitif oranını %85'e varan oranda azaltıyor, saldırıları milisaniyeler içinde tespit edip etkisiz hâle getiriyor. Enerji, savunma ve akıllı üretim ekosistemindeki müşterilerimiz böylece operasyonel sürekliliklerini korurken regülasyonlara da güvenle uyum sağlayabiliyor." Enerji ve kamu hizmetleri, savunma, lojistik, sağlık ve akıllı üretim gibi kritik sektörlerdeki kullanım alanları sayesinde özel 5G ağları hızla yaygınlaşıyor. Trend Micro'nun araştırmasına katılanların yüzde 100'ü, ya hâlihazırda özel 5G ağlarını kullandıklarını (yüzde 86) ya da yakın zamanda kullanıma almayı değerlendirdiklerini (yüzde 14) belirtiyor. BT ve siber güvenlik uzmanları da bu ortamlarda yapay zekâ destekli güvenliğin potansiyel faydalarının farkında. Katılımcıların neredeyse tamamı, özel 5G ağları için bu tür araçları ya halihazırda kullandıklarını (yüzde 62) ya da kullanmayı planladıklarını (yüzde 35) ifade ediyor. Bu bağlamda, aşağıdaki yapay zeka destekli yeteneklerin gerekli olduğunu düşünüyorlar: Tahmine dayalı tehdit istihbaratı (yüzde 58)Sürekli, uyarlanabilir kimlik doğrulama (yüzde 52)Sıfır güven uygulaması (yüzde 47)Yapay zeka otomasyonu içeren kendi kendini iyileştiren ağlar (yüzde 41) ESG Ağ Teknolojileri Baş Analisti Jim Frey, "İşletmeler, özellikle yapay zeka projeleriyle entegre olan özel 5G ağlarından büyük operasyonel faydalar sağlıyor. Ancak bu yeni nesil iletişim teknolojisini izleyip koruyabilecek bir güvenlik operasyon merkezi altyapısına sahip olmaları gerekiyor. Proaktif risk yönetimi, saldırı yolu öngörüsü ve benzeri önleyici güvenlik yaklaşımlarını devreye alabilen siber güvenlik sağlayıcıları, özel 5G ve yapay zekâ mimarilerinin korunmasında önemli bir rol oynayacak" dedi. Yapay zekâ tabanlı güvenlik çözümlerini hâlihazırda kullanan kurumların yüzde 90'ından fazlası, bu teknolojiyi özel 5G ağlarına entegre etme konusunda zorluklarla karşılaştığını kabul ediyor. En sık dile getirilen sorunlar arasında yüksek maliyetler (yüzde 47), yanlış pozitif/negatif alarmlara yönelik endişeler (yüzde 44) ve kurum içi uzmanlık eksikliği (yüzde 37) öne çıkıyor. İşletme bünyesindeki iletişim teknolojileri (CT) uzmanlığının yetersizliği, bir başka bulguyla daha gözler önüne seriliyor: Küresel ölçekte işletmelerin yalnızca yüzde 20'si, iletişim ağlarının güvenliği için özel bir ekip bulunduruyor. Çoğu durumda, iletişim teknolojileri güvenliğinden CTO (yüzde 43) veya CIO (yüzde 32) sorumlu tutuluyor. CTOne CEO'su Jason Huang, "İşletmelerin özel ve genel mobil ağ kullanımının hızla artmasıyla birlikte, özel iletişim teknolojilerine özgü güvenlik yetkinliklerini gerektiren yeni zorluklarla karşılaşıyoruz. İşletmelerin, uçtan uca güvenliği sağlayacak ve güvenlik operasyonları (SecOps) ihtiyaçlarıyla uyumlu geniş bir görünürlük elde edecek yapıya sahip olmaları gerekiyor. Ancak bu şekilde, yeni nesil kablosuz uygulamaları desteklerken genişleyen saldırı yüzeylerini etkin biçimde yönetebilirler" dedi. Kritik hizmetleri desteklemesine ve son derece hassas verilerin bu ağlar üzerinden taşınmasına rağmen, kurumların güvenlik bütçesinin ortalama yalnızca yüzde 18'i özel 5G ağlarına ayrılıyor. Trend Micro'nun araştırması, trafik izleme ve analiz süreçlerinde yapay zekâ kullanımını yeterince güvence altına almayan kurumların, farkında olmadan siber tehditlere ve mevzuat uyumu risklerine açık hâle geldiğini ortaya koyuyor. Özellikle dikkat çekici olan ise, katılımcıların yalnızca yarısı ya da daha azı aşağıdaki temel güvenlik önlemlerini uyguladıklarını belirtiyor: Yüzde 54'ü, GDPR (Genel Veri Koruma Yönetmeliği) gibi veri gizliliği düzenlemelerine uyum sağladığını ifade ediyorYüzde 51'i, verileri hem aktarım sırasında hem de durağan hâlde şifrelediğini belirtiyorYüzde 50'si, yapay zekâ modelleri için sıkı erişim kontrolleri uyguladığını belirtiyorYüzde 44'ü, veri anonimleştirme tekniklerini kullandığını ifade ediyor.

Kale Alarm'dan Güvenlikte Yeni Bir Dönem: Kale Alarm X Haber

Kale Alarm'dan Güvenlikte Yeni Bir Dönem: Kale Alarm X

En ileri teknolojileri, kullanıcı dostu arayüzleri ve kişiselleştirilebilir yapısıyla öne çıkan Kale Alarm X, hem bireysel hem kurumsal kullanıcılar için güvenlikte yeni bir standart oluşturuyor. Kerem Özkan: "Yalnızca bir ürün değil, bir güvenlik ekosistemi sunuyoruz" Lansman toplantısında konuşan Kale Alarm Grup Müdürü Kerem Özkan, Kale Alarm X'in bir güvenlik sisteminden çok daha fazlasını sunduğunu belirtti: "Güvenlik, artık sadece tehditleri önlemekle sınırlı değil; kullanıcıya akıllı, sezgisel ve her an kontrol edilebilir bir deneyim sunmak gerekiyor. Biz de Kale Alarm X ile tam olarak bunu hayata geçiriyoruz. Bu ürün grubunu oluştururken temel hedefimiz; kullanıcıların her türlü güvenlik ihtiyaçlarını, tek bir platformdan, en akıllı şekilde yönetebilmelerini sağlamak oldu." Özkan ayrıca, Kale Alarm X'in vizyonunu şu sözlerle özetledi: "Kale Alarm X, sadece bugünün değil, geleceğin de güvenlik ihtiyaçlarına cevap veren bir yapı sunuyor. Kablosuz yapısıyla kurulum kolaylığı sağlarken, modüler mimarisiyle de esneklik ve büyüme imkanı sunuyor. Güvenlikte sınırları yeniden çiziyoruz." Akıllı teknolojilerle güvenlikte dönüşüm Kale Alarm X; hareket sensörleri, su baskını ve duman dedektörleri, kapı/pencere sensörleri ve uzaktan kontrol edilebilen alarm sistemleri ile eksiksiz bir güvenlik çözümü sunuyor. Kablosuz altyapısı sayesinde tüm sistemler mobil uygulama üzerinden anlık olarak izlenebiliyor ve yönetilebiliyor. Kerem Özkan bu noktaya da dikkat çekerek şunları söyledi: "Güvenlik artık her an erişilebilir olmalı. Mobil uygulamamızla kullanıcılar, dünyanın neresinde olursa olsun alarm sistemlerini kontrol edebiliyor, kamera görüntülerine anında ulaşabiliyor ve herhangi bir olumsuz durumda anlık bildirimlerle harekete geçebiliyor. Bu, günümüz kullanıcıları için vazgeçilmez bir özellik." Kişiselleştirilebilir ve geliştirilebilir güvenlik sistemleri Kale Alarm X'in sunduğu en önemli avantajlardan biri de kişiye özel güvenlik çözümleri sunabilmesi. Modüler yapı sayesinde her kullanıcı, ihtiyacına göre sistemini yapılandırabiliyor ve zamanla yeni bileşenler ekleyerek genişletebiliyor. Kerem Özkan'ın sözleriyle: "Kale Alarm X, her kullanıcı için farklı senaryoları destekleyebilen esnek bir sistem. Evini korumak isteyen biriyle bir işletmeyi korumak isteyen kullanıcı aynı çözüm içinde farklı bileşenleri tercih edebiliyor. Bu da Kale Alarm X'i yalnızca bir alarm sistemi olmaktan çıkarıp, bir güvenlik ekosistemine dönüştürüyor." Güvenlikte yeni bir çağ başlıyor Kale Alarm X, güvenliği daha akıllı, daha erişilebilir ve daha kullanıcı odaklı hale getirerek sektöre öncülük ediyor. Kale Alarm'ın güvenlikteki uzmanlığı ve teknolojik yetkinliğiyle geliştirilen bu yeni ürün grubu, hem bugünün hem de yarının güvenlik ihtiyaçlarına eksiksiz çözüm sunmayı hedefliyor.

Razer Ve World, Oyunlarda Botlara Karşı Güvenliği Artırıyor Haber

Razer Ve World, Oyunlarda Botlara Karşı Güvenliği Artırıyor

Yeni bir araştırmaya göre, ABD'li oyuncuların %87'si bir botla rekabet edip etmediklerini bilmek istiyor. Bu çerçevede, "Razer ID verified by World ID" sistemi, ilk kez TOKYO BEAST oyununa entegre edilecek. Yapay zeka destekli oyunların yeni standart haline geldiği günümüzde, dijital oyun deneyiminde insan unsurunu korumak her zamankinden daha önemli. Bugün, oyuncular için dünyanın lider yaşam tarzı markası olan Razer ve insan merkezli açık protokoller geliştiren World, yapay zeka devriminin merkezine gerçek oyuncuları yerleştiren yenilikçi bir iş birliği duyurdu. Yeni geliştirilen 'Razer ID verified by World ID', Razer ID hesaplarını kullanan oyuncuların gerçek insan olduklarını doğrulayan yenilikçi ve güvenli bir kimlik doğrulama teknolojisi. Bu sistem, oyuncuların daha güvenli, daha otantik ve daha sürükleyici bir oyun ortamında yer almasını sağlarken, Razer ekosistemi içindeki tüm hizmetlerde güvenliği artırmayı amaçlıyor. Razer ID, oyun hızlandırıcı, bulut tabanlı donanım yapılandırma araçları, oyun ödeme hizmetleri ve ödül programları gibi birçok farklı hizmete erişim sunan birleşik bir oturum açma sistemi olarak öne çıkıyor. Güvenli ve adil oyun deneyimi için geliştirilen bu çözüm, oyunlarda "sadece insan oyuncular" için modlar sunarak adil rekabet ortamını destekliyor. Aynı zamanda geliştiricilere de çeşitli avantajlar sağlıyor. Oyun geliştiricileri, gelişmiş anti-bot önlemleri oluşturabiliyor, oyun içi tacizi önlemeye yönelik insan doğrulama mekanizmalarını güçlendirebiliyor ve oyuncu kimlik doğrulama sürecini kolaylaştırabiliyor. TOKYO BEAST ile İlk Entegrasyon Bu yeni kimlik doğrulama sistemi, ilk olarak TOKYO BEAST adlı oyunda uygulanacak. 2124 yılında, insanların gelişmiş androidlerle bir arada yaşadığı bir gelecekte geçen TOKYO BEAST, stratejik savaş mekanikleriyle dikkat çeken yenilikçi bir oyun deneyimi sunuyor. Bu oyunda, insan doğrulama teknolojisi; oyuncuların botlardan, dolandırıcılıklardan ve yanlış bilgilendirmelerden korunmasına yardımcı olacak. Ayrıca, oyunun NFT toplama sistemi ve dijital sahiplik mekanizmaları ile birleşen dinamik yapısı, oyuncuların özgün ve güvenli bir ortamda bulunmasını sağlayacak. TOKYO BEAST oyuncuları, oyun içi alışverişlerinde Razer Gold ödeme sistemini kullanabilecekler. Razer Gold; e-cüzdan, mağaza, hediye kartı ve ödeme entegrasyonu hizmetlerini birleştirerek dünya çapında dijital ürünler ve oyun içi içerikler için güvenli ve kolay bir ödeme yöntemi sunuyor. Adil Rekabet için İnsan Doğrulama Razer Kurumsal İlişkiler Direktörü Wei-Pin Choo, iş birliği hakkında şunları söyledi: "Yapay zeka oyun dünyasını yeniden şekillendirirken, oyuncuların ve geliştiricilerin bu değişimi güvenli ve bilinçli bir şekilde yönetmesini sağlamak istiyoruz. Doğrulanmış bir topluluk oluşturmak, adil rekabetin temelidir. World ile yaptığımız iş birliği sayesinde, oyun deneyimini gerçek oyuncular için daha adil ve güvenli hale getiriyoruz." World'ün kurucu ortakları Sam Altman ve Alex Blania tarafından geliştirilen World ID, kullanıcıların benzersiz insan olduklarını anonim olarak doğrulayan bir teknoloji. Geleneksel doğrulama sistemlerinden farklı olarak, World ID yalnızca kişinin insan olduğunu biliyor, gerçekte kim olduğunu ise bilmiyor. Böylece kullanıcıların gizliliği korunurken, gün geçtikçe yapay zeka odaklı hale gelen çevrimiçi dünyada güven ortamı sağlanabiliyor. World Ürün Direktörü Tiago Sada, iş birliğiyle ilgili olarak şu yorumda bulundu: "World ID, oyuncuların insan etkileşimleri ile yapay zeka tarafından üretilen içerikleri ayırt etmelerini sağlarken, gizliliklerini de koruyor. Razer ile gerçekleştirdiğimiz bu ortaklık, oyun ekosisteminin daha güvenilir hale gelmesi için büyük bir adım." Araştırmalar Ne Diyor? Bağımsız bir araştırma şirketi* tarafından yapılan yeni bir ankete göre, oyun dünyasında bot kullanımı giderek yaygınlaşıyor: Oyuncuların %59'u oyunlarda sık sık izinsiz üçüncü taraf botlarla karşılaşıyor. %71'i, botların çok oyunculu rekabet ortamını bozduğunu düşünüyor. %74'ü, botların oyun deneyimini olumsuz etkilediğini belirtiyor. %18'i ise botlardan dolayı bir oyunu oynamayı tamamen bıraktığını söylüyor. Oyuncuların %77’si çevrimiçi ortamda gerçek bir insan olduklarını kanıtlamanın önemli olduğuna inanıyor. Özellikle haftada 10 saatten fazla oyun oynayan oyuncuların %75'i, çevrimiçi oyun platformlarının insan olup olmadığını doğrulamak için biyometrik teknolojiler kullanmasını tercih ediyor. ‘Razer ID verified by World ID’ tam da bu noktada devreye girerek oyunculara ve geliştiricilere, oyun dünyasında adil ve güvenilir bir ortam sunuyor.

E-posta güvenliği   artık bir zorunluluk Haber

E-posta güvenliği artık bir zorunluluk

E-posta tabanlı tehditlerin gelişen doğası, sürekli tetikte olmayı ve adaptasyonu gerektiriyor. Siber suçlular çeşitli güvenlik açıklarından faydalanmak için sürekli olarak yeni taktikler geliştirirler, bu da kurumların ortaya çıkan riskler ve teknolojideki gelişmeler hakkında bilgi sahibi olmalarını zorunlu kılar. Önleme öncelikli uygulamalar, güvenlik farkındalığı kültürü ile birleştiğinde e-posta tabanlı saldırı riskini önemli ölçüde azaltabilir ve bir kuruluşun en kritik iletişim kanalını koruyabilir. İşletmeler giderek daha karmaşık hale gelen tehdit ortamında yol alırken proaktif önlemler artık isteğe bağlı değil, bir zorunluluktur. Ele geçirilen tek bir e-postanın finansal, operasyonel ve itibar maliyeti çok büyük olabilir Yapay zekâ odaklı kimlik dolandırıcılığı nasıl işliyor? Verizon’un 2024 Veri İhlali Araştırmaları Raporu’na göre, kimlik avı en yaygın iki saldırı vektöründen bir tanesi. Güvenlik ihlallerinin yüzde 15’inde saldırganlar kimlik avından kazanç elde etmiş ve ihlal başına ortalama 4,88 milyon dolar zarara neden olmuştu. Bu istatistikler, kuruluşların e-posta güvenliği sağlamalarına ve giderek karmaşıklaşan siber tehditlere karşı korunmak için sağlam stratejiler benimsemelerine duyulan acil ihtiyacı vurguluyor. Birçok küçük ve orta ölçekli işletme (KOBİ) için bu zorluk özellikle ciddidir. Sınırlı kaynaklar ve uzmanlık, bu kuruluşların gelişmiş savunmalar uygulamasını genellikle zorlaştırır ve onları saldırılara karşı orantısız bir şekilde savunmasız bırakır. Siber suçlular bunun farkındadır ve hassas verilere erişmek, fidye yazılımı dağıtmak veya kimlik bilgilerini çalmak için güvenlik açıklarından yararlanırlar. Bu durum, e-posta güvenliğine yönelik önleme öncelikli yaklaşımı yalnızca ihtiyatlı olmakla kalmayıp aynı zamanda tehdit yüzeyini azaltmak için olmazsa olmaz bir araç haline getirmektedir. E-posta tehdit ortamını anlamak E-posta tehditlerinin doğasını anlamak, onlarla mücadele etmenin ilk adımıdır. Kimlik avı ve ilişkili sosyal mühendislik biçimleri, saldırganların alıcıları gizli bilgileri ifşa etmeleri için kandırmak üzere tasarlanmış inandırıcı mesajlar hazırlamasıyla en yaygın tehlikelerden biri olmaya devam etmektedir. Benzer şekilde, siber suçluların kullanıcı adlarını ve parolaları toplamak için sahte giriş sayfaları veya aldatıcı istemler kullandığı kimlik bilgisi hırsızlığı da başka bir risk oluşturmaktadır. Saldırganlar bu kimlik bilgileriyle iş ağlarına girebilir ve yanlara doğru hareket ederek değerli verilere erişim sağlayabilir veya başka saldırılar başlatabilir.  E-posta güvenliği söz konusu olduğunda fidye yazılımları da büyük bir endişe kaynağıdır. Saldırganlar, bazı kullanıcı etkileşimlerinden sonra kritik dosyaları şifreleyen ve serbest bırakılmaları için ödeme (fidye) talep eden e-postalara kötü amaçlı bağlantılar veya ekler yerleştirir. Bunun sonuçları, operasyonların durdurulmasından itibar kaybına ve önemli mali kayıplara kadar yıkıcı olabilir.  E-posta tehditleriyle mücadele için temel adımlar ve teknolojiler  Önleme öncelikli bir strateji, riskleri artmadan önce azaltmak için kritik önem taşır. Bu proaktif yaklaşım, e-posta tabanlı saldırılara karşı çok katmanlı bir savunma oluşturmak için gelişmiş teknoloji, açık politikalar ve çalışan farkındalığının bir kombinasyonunu içerir.  ·    Gelişmiş e-posta spam filtreleri: Gelişmiş spam filtreleri, sağlam bir e-posta güvenliği stratejisinin anahtarıdır. Bu araçlar, şüpheli e-postaları belirlemek ve karantinaya almak için gelen mesajları analiz eder. ·   Siber güvenlik farkındalık eğitimleri: Kurum içinde bir farkındalık kültürünün geliştirilmesi de aynı derecede önemlidir. Çalışanlar genellikle siber saldırılara karşı ilk savunma hattıdır, bu da düzenli eğitim programlarını gerekli kılar. ·       Güvenlik denetimleri: E-posta güvenlik sistemlerinin düzenli olarak denetlenmesi, önleme öncelikli yaklaşımın bir diğer önemli bileşenidir. Bu denetimler mevcut önlemleri değerlendirir, genel güvenlik açıklarını tespit eder ve gelişen güvenlik standartlarına uygunluğu sağlar.  ·    Parola politikası ve kimlik doğrulama: Güçlü parola politikaları ve çok faktörlü kimlik doğrulama (MFA) ek koruma katmanları sağlar. Çalışanlardan karmaşık parolalar oluşturmalarını ve bunları düzenli olarak güncellemelerini istemek, hesapların ele geçirilmesi olasılığını azaltır.  ·      Gelişmiş e-posta güvenlik teknolojileri: Uç nokta koruması ve ağ izleme çözümleri de dahil olmak üzere gelişmiş güvenlik teknolojileri, sofistike tehditlere karşı savunmada önemli bir rol oynamaktadır. Görünüşte yasal e-postalar aracılığıyla iletilen sıfırıncı gün istismarları, geleneksel tespit sistemlerini atlatarak kötü amaçlı yükler yerleştirebilir veya kullanıcıları güvenliği ihlal edilmiş web sitelerine yönlendirebilir. Anormal davranışları tespit eden ve hızla karşı önlemler geliştiren yapay zekâ odaklı platformlar proaktif savunma için çok önemlidir. Sıfırıncı gün koruma özelliklerine sahip sağlam bulut e-posta güvenliği çözümlerine yatırım yapmak, kurumsal esnekliği önemli ölçüde artırabilir. ·   İnsan faktörü: Teknoloji e-posta güvenliğinin kritik bir bileşeni olsa da insan davranışları da önemli bir rol oynar. Riskleri en aza indirmek için kurum içinde bir güvenlik bilinci kültürü oluşturmak şarttır. 

BursaRay hattında yangın tatbikatı Haber

BursaRay hattında yangın tatbikatı

Bursa Büyükşehir Belediyesi iştiraki BURULAŞ tarafından Bursaray hattında gerçekleştirilen yangın tatbikatı gerçeği aratmadı. BURULAŞ AKUT, Büyükşehir Belediyesi İtfaiye, AFAD ve UMKE ekiplerinin katılımıyla gerçekleştirilen tatbikatta yangın kısa sürede söndürülürken, yaralıların tahliyesi de başarıyla yapıldı. Bursa Büyükşehir Belediyesi, bir taraftan daha konforlu ve erişilebilir ulaşım için toplu taşımada önemli adımlar atarken diğer taraftan yolcu güvenliğini en üst seviyeye çıkarmak için çalışıyor. Bu kapsamda Bursaray hattında olası yangınlara karşı hazırlık düzeyini artırmak ve BURULAŞ ile acil durum ekiplerinin koordinasyon ve iş birliğini güçlendirmek amacıyla yangın tatbikatı gerçekleştirildi. Gece saat 02.00’da yapılan tatbikatta, senaryo gereği Osmangazi-Şehreküstü İstasyonları arasındaki tünelde yangın çıktı. Yangın nedeniyle vagon servis dışı kalırken, vatman hemen merkezle bağlantıya geçerek durumu bildirdi. Haber gelmesi üzerine ilgili tüm kurumlar hızla bilgilendirildi ve olayın yönetimi RS Kontrol Merkezi üzerinden koordine edildi. BURULAŞ AKUT, Büyükşehir Belediyesi İtfaiye, AFAD ve UMKE ekiplerinin katılımıyla gerçekleştirilen tatbikatta, hattaki elektriğin kesilmesinin ardından yolcuların güvenli bir şekilde tahliyesine ve yangın söndürme çalışmasına başlandı. Daha sonra yaralılar sedye ile vagondan çıkarılarak tatbikat başarıyla tamamlandı. “Ulaşımda konfor kadar güvenliği de önemsiyoruz” Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, ulaşımın konforlu ve erişilebilir olması kadar güvenli olmasının da önemli olduğunu söyledi. Olası afetlere karşı ekiplerin hem donanımlı hem de hazır olmasına özen gösterdiklerini anlatan Başkan Mustafa Bozbey, “BursaRay, Bursa’daki kent içi toplu ulaşımda en büyük yükü çeken sistemlerin başında geliyor. Ulaşımda konfor kadar güvenliği de önemsiyoruz. Bu yüzden BURULAŞ, İtfaiye, AFAD ve UMKE ekiplerinin katılımıyla kapsamlı bir tatbikat gerçekleştirildi. Tatbikattan edinilen gözlemler ve tespitler doğrultusunda değerlendirmeler yapılacak. Eğitimlerimizi düzenli olarak sürdüreceğiz. Gelecekteki tatbikatlarda, elde edilen tecrübeler ışığında daha karmaşık senaryolar ve geliştirilmiş yöntemler uygulanarak hazırlıklarımıza devam edeceğiz” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.