Hava Durumu

#Havacılık

Kapsül Haber Ajansı - Havacılık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Havacılık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Saint-Gobain, Norton aşındırıcılar markasıyla havacılık sektörüne adım atıyor Haber

Saint-Gobain, Norton aşındırıcılar markasıyla havacılık sektörüne adım atıyor

Norton, hassas malzeme işleme ve dayanıklılık gerektiren havacılık endüstrisine özel, yenilikçi çözümler sunuyor. Havacılık sektöründe güvenliği sağlamak için sıkı üretim standartlarına uyulması şarttır. Uçak motorları ve diğer kritik bileşenler, aşırı sıcaklıklara ve zorlu koşullara dayanabilecek yüksek mukavemetli malzemelerden üretilmelidir. Bu gereklilikler, geleneksel imalat yöntemlerini sınırlarken, özel aşındırıcı çözümlerinin önemini artırıyor. Dünyanın önde gelen aşındırıcı üreticilerinden Saint-Gobain, havacılık dahil birçok sektörde müşterilerine karmaşık ve hassas uygulamalar için güçlü, verimli ve kullanıcı dostu çözümler sunuyor. Saint-Gobain, havacılık endüstrisindeki ihtiyaçlara Norton aşındırıcılar markasıyla yanıt vererek yenilikçi taşlama teknolojileri ile maliyetleri düşürürken kalite ve hassasiyeti koruyor. Havacılık sektörüne özel Norton çözümleri Norton Targa TG2 ve Quantum 5NQX taşları, geleneksel frezeleme yöntemlerine kıyasla daha hızlı ve ekonomik işlem yapma avantajı sağlıyor. Özellikle TG2 taşı, 76 mm/s ilerleme hızıyla sektör lideri performans sunuyor. Quantum 5NQX ise uzun ömürlü ve hassas işleme kabiliyeti ile dikkat çekerken, Norton Vitrium3, optimum tanecik yapısı ve soğutma akışıyla daha iyi kesim performansı sunarak parça stresini ve güç tüketimini azaltıyor. Zor malzemeler için yüksek performans Havacılıkta yaygın olarak kullanılan nikel alaşımları gibi zorlu malzemelerin işlenmesinde, Norton Vitrium3 ve TG2 taşları, tornalama yerine taşlama yöntemini öne çıkararak daha dayanıklı ve verimli sonuçlar sunuyor. Norton aşındırıcılar, havacılık üretim süreçlerinde sarf malzemesi tüketimini azaltırken, düşük değişim süreleri ve optimize edilmiş döngü süreleriyle üretim maliyetlerini minimize ediyor. Aynı makinede farklı taşlarla çeşitli kompleks geometrilerin işlenebilmesi, ek süreç ihtiyacını en aza indiriyor. Saint-Gobain’in yenilikçi taşlama teknolojileri, havacılık sektörünün zorlu standartlarını karşılarken, daha düşük sermaye giderleri, azalan sarf malzemesi kullanımı ve kısa döngü süreleriyle üretkenliği artırıyor. Saint-Gobain Norton, gelişmiş aşındırıcı çözümleriyle havacılık sektörüne değer katmaya devam ediyor. Saint-Gobain Hakkında Sürdürülebilir ve hafif inşaat çözümlerinde dünya lideri olan Saint-Gobain, inşaat ve endüstriyel pazarlara yönelik malzemeler ve hizmetler tasarlamakta, üretmekte ve dağıtmaktadır. Kamu ve özel binaların yenilenmesi, hafif inşaatların, inşaatların ve endüstrinin karbondan arındırılması için kesintisiz bir inovasyon süreciyle geliştirilmiş bütünleşik çözümler sunarak sürdürülebilirlik ve performans sağlar. 2025 yılında kuruluşunun 360. Yılını kutlayan Grubun tüm faaliyetleri ve taahhütleri var olma amacına "MAKING THE WORLD A BETTER HOME" hizmet etmektedir. 2024 yılında 46,6 milyar EUR satış 80 ülkede 161.000 çalışan 2050 yılına kadar Net Sıfır Karbon hedefine ulaşmaya kararlı

CHP Genel Başkan Yardımcısı Karasu: "Bu kabul edilemez bir durumdur" Haber

CHP Genel Başkan Yardımcısı Karasu: "Bu kabul edilemez bir durumdur"

KAHA - CHP Genel Başkan Yardımcısı Karasu, SHGM tarafından hazırlanan Hava Trafik Kontrolörü Lisans ve Derecelendirme Yönetmeliği’ne (SHY ATCO) tepki gösterdi. Yönetmelikle, hava trafik kontrolörleri ve ülkemizin tek hava trafik sağlayıcısı olan Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) için hukuksal ve çalışma barışı açıdan sorunlar yaratacak nitelikte düzenlemeler içerdiğini belirten Karasu, “Havalimanlarının kredilerini öteleyen, borçlarını silen, Cumhuriyet tarihimizin en büyük vurgunlarına yapılmasına göz yuman Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, bu yönetmelikle dünyada eşi ve benzeri görülmemiş bir havacılık ve hukuk skandalına imza atmıştır” dedi. Yeni düzenlemeyle hava trafik kontrolörlerinin, yalnızca hava sahasını emniyette tutmakla kalmayacağını aynı zamanda uçakları “hızlandırmak” zorunda kalacaklarını ifade eden Karasu, şöyle dedi: “Uluslararası kurallar ve standartlar, hava trafik kontrolörlerinin tek ve en önemli görevlerinin emniyeti sağlamak olduğunu açıkça belirtmektedir. Havacılıkta emniyet, asla taviz verilemeyecek temel bir ilkedir.  Ancak, yeni yönetmelikle kontrolörler ve pilotlar üzerinde aşırı bir baskı ve tehdit yaratarak yolcu emniyeti büyük bir risk altına sokulmakta, adeta kazalara davetiye çıkarılmaktadır. Üç yıl önce "okçular tepesini asla terk etmeyin" diyerek hava trafik kontrolörlerine çağrıda bulunan SHGM, şimdi bu yönetmelikle kontrolörlere baskı yaparak, tehdit ederek gözdağı vermek istemektedir. Dünyanın hiçbir yerinde, hava trafik kontrolörlerine ‘uçakları daha hızlı yönlendirin, yoksa işinizi kaybedersiniz’ denilmez. Yıllardır çözülemeyen havacılık tazminatı sorunu da bu yönetmelik ile bir kez daha gündeme gelmiştir. İktidarın “çözülecek” diyerek yıllardır çalışanları oyaladığı bu sorun, hâlâ çözülmemiştir. Bu sorunun çözümü için geçen yaz aylarında hava kontrolörleri, inisiyatif almadan çalışma ile hak arama eylemleri yaptılar. Şimdi yönetmelikle “iş yavaşlatma” adı altında hak eylemlerine katılan kontrolörlerin lisansı, askıya alınacak ya da iptal edilebilecektir.  Bu kabul edilemez bir durumdur” DHMİ’NİN GÖREVİ ÖZEL SEKTÖRE Mİ VERİLECEK Karasu, yine yönetmelikle ülkemizin tek hava trafik sağlayıcısı olan Devlet Hava Meydanları İşletmesi (DHMİ) Genel Müdürlüğü’nün bu konudaki tekel otorite olma hakkının ortadan kalkacağını belirtti. DHMİ üzerinden verilen seyrülsefer hizmet sağlayıcılık hizmetinin, bundan sonra, hizmet verdiği havaalanı veya üniteyle sınırlı olmak üzere bakanlığın hizmet yetkisi verdiği kurum ve kuruluşlar üzerinden sağlanacağının hüküm altına alındığını ifade eden Karasu, “Bu açıkça hizmetin özelleştirmesinin yolunun açılması anlamı taşımaktadır. Yaşadığımız darbe girişiminde de hava güvenliğinin ne denli önem taşıdığını gördük; olası bir düşman saldırısı, olası bir güvenlik zaafiyeti gibi konularda hayati önem taşıyan Türk hava sahasına kontrol eden bu hizmetin hava seyrüsefer hizmeti yetkisi verilecek bir kurum veya kuruluşa devri kabul edilemez” NE YAPMAYA ÇALIŞIYORSUNUZ “Sayın Bakan, siz ne yapmaya çalışıyorsunuz?” diye soran Karasu, açıklamasına şöyle devam etti: “Bir yandan havalimanında taciz oluyor, susuyorsunuz! Hakkında yöneticilik yapamaz mahkeme kararı olan kişiyi başmüdürlükte tutuyorsunuz.  Adı rezidans skandalına karışan bir bürokratı asaleten atıyorsunuz. Atatürk Havaalanında”film” gibi soygunlar yapılıyor, susuyorsunuz!  Bu yönetmenliği, atadığınız bahçe bitkileri mezunu daire başkanı hazırladı. Peki kurum için son derece önemli olan İngilizce belgesi olma şartını neden getirmediniz? Yoksa bürokratların İngilizcesi mi yetmedi? Soru çok ama maalesef bakanda cevap verecek yüz yok. Sonuç olarak, havacılık sektörü, sağduyu ve emniyetten asla taviz verilemeyecek bir alandır. Bu sorunlu yönetmeliğin bir an önce geri çekilmesi, halkın emniyetini ve havacılığımızın uluslararası saygınlığının korunması için bir zorunluluktur”  SHGM SINIFTA KALDI Öte yandan, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) tarafından yapılan son denetimlerde SHGM'nin performansının ciddi şekilde sorgulandığını ve ülkemizin, Afrika ülkelerinin dahi gerisinde kaldığını da hatırlatan Karasu, “Ben durumu Meclis gündemine taşıdım, ancak Ulaştırma ve Altyapı Bakanı sorularımı yanıtsız bıraktı ve verdiği sözde cevapla kamuoyuna yanlış bilgiler verdi. Oysa, liyakatsiz yöneticilerin hazırladığı bu yönetmelikle de kurumun içini nasıl boşalttıkları, insanların can güvenliğini hiçe saydıkları bir kez daha görüldü” diye konuştu.

DHL Express ve Alexion, ilaçların yüzde 100 sürdürülebilir havacılık yakıtıyla taşınması için güçlerini birleştirdi Haber

DHL Express ve Alexion, ilaçların yüzde 100 sürdürülebilir havacılık yakıtıyla taşınması için güçlerini birleştirdi

KAHA - Alexion, AstraZeneca Rare Disease ve DHL Express, İrlanda'da üretilen özelleştirilmiş ilaçların hava yoluylataşınmasından kaynaklanan sera gazı emisyonlarını (GHG) azaltmak amacıyla önemli bir ortaklık yaptıklarını duyurdu. Böylece Alexion, İrlanda'da geleneksel havacılık yakıtından sürdürülebilir havacılık yakıtına (SAF) yüzde 100 geçiş için imza atan ilk şirket oldu. Bu alternatif yakıt, geleneksel havacılık yakıtına kıyasla ortalama yüzde 80’den fazla sera gazı emisyonu azaltımı sağlayacak. Alexion’un 19 Avrupa ülkesini kapsayan Avrupa rotası teslimatlarında artık daha çevre dostu havacılık yakıtı kullanılacak.  DHL GoGreen Plus hizmeti aracılığıyla sağlanan SAF, uçak motorlarında herhangi bir değişiklik yapılmasına gerek kalmadan geleneksel yakıtın yerini kolayca dolduruyor. Kullanılmış yemeklik yağ gibi atık ve kalıntı bazlı ham maddelerden üretilen SAF, ham petrolden elde edilen geleneksel fosil jet yakıtına kıyasla daha sürdürülebilir bir yakıt olarak öne çıkıyor.  Tıbbi ürünlerin taşınmasından doğan sera gazı emisyonlarının azaltılması, AstraZeneca'nın kapsamlı sürdürülebilirlik stratejisinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Bu strateji, tedarik zincirinin karbondan arındırılması da dahil olmak üzere sağlık sektörü genelinde ortaklıklar kurulmasına odaklanmayı içeriyor. Şirket, 2030 yılından itibaren tüm değer zinciri boyunca ayak izini (mutlak Kapsam 3 sera gazı emisyonlarını) 2019 baz yılına kıyasla yarıya indirerek, 2045 yılına kadar bilim temelli net sıfır karbon hedefine ulaşmayı amaçlıyor.   Alexion, AstraZeneca Rare Disease Küresel Tedarik Zinciri Başkan Yardımcısı ve Ürün Stratejisi Lideri Sylvia Kiely konuyla ilgili şunları söyledi: "Sürdürülebilir Havacılık Yakıtına geçiş yapmak, Kapsam 3 hedeflerimize ulaşma ve 2045 yılına kadar bilim temelli net sıfır olma yolunda önemli bir kilometre taşını oluşturuyor. DHL Express’le yaptığımız ortaklık kapsamında SAF oranını zamanla artırmak yerine hemen yüzde 100'lük bir değişikliğe imza attık; bu da çevreye yönelik sorumluluğumuzu ne kadar ciddiye aldığımızı gösteriyor."   DHL Express İrlanda Ticari Birimler Direktörü Brian Murray, "Alexion ile ortaklık yapmaktan heyecan duyuyoruz. Emisyonu azaltılmış Sürdürülebilir Havacılık Yakıtı kullanan GoGreen Plus hizmetimiz, lojistik sektörünü karbondan arındırmaya ve müşterilerimizin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmalarını desteklemeye yönelik ortak çabaların somut etkisini gözler önüne seriyor. Bu girişim, DHL'in sürdürülebilirlik stratejisiyle ve 2050 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma hedefimizle uyum gösteriyor” dedi.  İlaçların GoGreen Plus hizmeti kapsamında teslim edileceği ülkeler arasında Avusturya, Belçika, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, Almanya, Guernsey, İzlanda, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Norveç, Portekiz, İspanya, İsveç ve Birleşik Krallık bulunuyor.

Yerli havacılık teknolojisiyle 2,5 milyon Euro tasarruf Haber

Yerli havacılık teknolojisiyle 2,5 milyon Euro tasarruf

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, hava trafik kontrolünü dijital hale getiren yerli ve milli Elektronik Uçuş Stribi ve Dijital Hava Trafik Kontrolörü Kalkış Müsaadesi (EFS/DCL) Sistemi'nin Devlet Hava Meydanları İşletmesi ve TÜBİTAK iş birliğiyle geliştirildiğini belirtti. Uraloğlu, "Milli Hava Trafik Kontrolü (ATC) Ar-Ge Projesi kapsamında hayata geçirilen sistem hava trafik kontrol hizmetlerinde büyük kolaylık sağlayarak işlemleri dijital hale getiriyor." ifadelerini kullandı. Kağıt Stribin Yerini Elektronik Strip Aldı Bakan Uraloğlu, EFS/DCL Sistemi'nin hava trafik kontrolörlerinin uçuşları elektronik ortamda yönetmesine olanak tanıdığını belirtti. Bu sayede, kâğıt striplerin yerine elektronik veri kullanılarak hata payının azaldığını, süreçlerin hızlandığını ve uçuşların daha emniyetli hale geldiğini ifade eden Uraloğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "EFS ile kâğıt striplerin yerini alarak uçuş bilgilerinin elektronik ortamda takibini ve kaydını da sağlayan sistem sektörler arası transferine de imkân sağlıyor. Pek çok otomasyonu da beraberinde getirerek hava trafik kontrolörlerinin iş yükünü hafifletiyor, insan hatasını asgariye indirerek operasyonun emniyetini artırıyor. Dünyada, yalnızca söz konusu sistemde bulunan görerek uçuş şartlarındaki uçuşların bilgilerinin işlenmesinde de tam kontrol sunuluyor. Bu sayede operasyon verimliliği de üst düzeye taşınıyor." Kalkış İzni Dijital Ortama Taşındı Bakan Uraloğlu, hem zamandan kazanç sağlandığını hem de daha emniyetli bir operasyon yürütülmesine katkıda bulunulduğunu belirterek "DCL fonksiyonu ile pilotlarla kule arasındaki telsiz trafiğini azaltarak iletişimi daha hızlı ve güvenli hale getiriyor. Sistem sayesinde gerekli teknik altyapıya sahip uçaklar kontrolör müsaadesini sesli komut yerine dijital ortamda alabiliyor. Böylece telsiz kullanımına olan ihtiyaç azalıyor, iletişim hatalarının önüne geçiliyor ve uçuş operasyonları daha güvenli hale geliyor." 29 Havalimanında Aktif Olarak Kullanılıyor Sistemin hizmete alındığı 2022 yılından bugüne kadar 29 havalimanına yaygınlaştırıldığını belirten Uraloğlu, "Sistem, özellikle Antalya, Milas Bodrum, Muğla Dalaman, Ankara Esenboğa ve İzmir Adnan Menderes gibi trafiğin yoğun olduğu havalimanlarında büyük kolaylık sağlıyor. Hava trafik yönetiminde süreçleri hızlandıran sistem, kontrolörlerin iş yükünü hafifletirken, uçuşların daha düzenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkı sunuyor. Hava Trafik Kontrolörlerinin yeni uçuş rekorları kırmasına yardımcı oluyor. Önümüzdeki süreçte diğer havalimanlarımızda da yaygınlaştıracağız." dedi. 2,5 Milyon Euro Tasarruf EFS/DCL Sistemi'nin milli imkanlar ile üretildiğini vurgulayan Bakan Uraloğlu, "Operasyonel verimliliğin artırılmasının yanı sıra yerli havacılık teknolojisiyle ürettiğimiz sistem ile 2022 yılından bu yana 2,5 milyon Euro tasarruf sağladık." dedi. Bakan Uraloğlu,  sistemin sadece Türkiye'de değil, uluslararası havacılık sektöründe de rekabet edebilecek seviyeye ulaştığını ve önümüzdeki süreçte farklı ülkelere ihraç edilmesiyle ekonomik kazanç elde edileceğini belirtti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.