92 Kurumdan Ortak İklim Kanunu Talebi
Kampanyayı destekleyen kurumlar, mevcut tasarının halkın ve doğanın yararına olmadığını, aksine ticari çıkarları gözettiğini belirterek tasarının geri çekilmesini ve bilimi, iklim adaletini, toplumsal ortak faydayı gözetecek şekilde yeniden yazılmasını talep ediyor.
"Ticaret Kanunu Değil, Gerçek Bir İklim Kanunu İstiyoruz!"
Yaşam alanlarını savunan aktivistler ve sivil toplum kuruluşları, yeni İklim Kanunu tasarısının ekosistemleri ve toplumun geleceğini tehdit ettiğini vurguluyor. change.org/dogaiciniklimkanunu adresinde başlatılan kampanyanın açıklamasında, yasal düzenlemenin büyük şirketlerin çıkarları doğrultusunda hazırlandığı,ticari kaygılarla yürütülen her yasal değişikliğin, derelerin kurumasına, tarım arazilerinin yok edilmesine, bölgelerin ormansızlaştırılmasına, havanın kirletilmesine neden olduğu vurgulandı.
"Havamız, suyumuz, toprağımız pazarlık konusu olamaz!"
92 kurum, söz konusu yasa tasarısının, iklim krizine neden olan tarım, enerji ve madencilik sektörlerinde mevcut politikaları değiştirmediğini, iklim krizinin yol açtığı afetlere karşı önlemler getirmediğini, ayrıca gençlerin gelecek hakkı, işçi hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği ve iklim adaleti konularında hiçbir güvence sunmadığını belirtiyor.
Doğayı korumayan, toplumun taleplerini yok sayan bir düzenlemenin meşru kabul edilemeyeceğini belirten aktivistler, "Bizler, nefes alabileceğimiz ormanların, içebileceğimiz berrak suların, sağlıklı ve adil bir dünya sorumluluğunu hissediyoruz. Bu nedenle halkın katılımını içermeyen, tamamen şirketlerin çıkarlarına hizmet eden bir yasa tasarısını kabul etmiyoruz" diyerek tepki gösterdi.
TBMM’ye sunulan İklim Kanunu tasarısıyla ilgili görüşler ise şöyle:
Süheyla Doğan (Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği):
“Kazdağları’nın yüzde 79’u metalik madencilik projeleri ile kaplanmış durumda. Böllgemizde; madencilik dışında 5 adet çalışan termik santral olmak üzere çok sayıda enerji projesi, Lapseki Savaştepe otoyolu, Çanakkale köprüsü gibi altyapı projeleri var. Bölgede endüstriyel tarım ve büyükbaş hayvancılık teşvik ediliyor ve ekoturizm adı altında aslında ikinci konut projeleri ile kırsal daha fazla betonlaştırılıyor. Tüm bu projelerin üst ölçekli ve bütüncül bir şekilde planlanmaması bölgemizdeki ekolojik yıkım tehdidini artırdığı gibi arazi kullanım değişikliği ile de iklim krizini besliyor. Dolayısıyla; enerji, madencilik, altyapı, tarım, turizm alanlarındaki mevcut yıkıcı politikalar değiştirilmeden, yalnızca karbon ticaretini önceleyen ve şirketlerin çıkarını koruyan bir iklim kanunu bizim kanunumuz olamaz. Bilim insanlarının görüşleri doğrultusunda, sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla, iklim adaletini önceleyen, şirketleri değil, doğayı ve yoksul halkı gözeten bir gerçek İklim Kanunu istiyoruz.”
Kazım Yılmaz (Muğla Çevre Platformu):
“Muğla'da eşsiz bir doğal yapıya, biyolojik çeşitliliğe, su varlıklarına ve yaşamsal öneme sahip olan ormanlar, tarım alanları, zeytinlikler, sulak ve denizel alanlar etkisini her geçen gün daha yakıcı bir şekilde yaşamakta olduğumuz iklim krizi ile mücadelede hayati öneme sahip. Aynı zamanda önemli birer karbon yutak alanı olan bu alanlar; termik santraller, madencilik faaliyetleri, aşırı yapılaşma, turizm ve konut projeleri ve endüstriyel tarım nedeniyle ciddi tehdit altında. Bu ekonomik ve ekolojik kriz ortamında acil ihtiyacımız olan gerçek bir İklim Kanunu; doğa korumacı ve ekokırımı suç olarak kabul eden bir yaklaşımı benimseyerek iklim krizinin baş sorumlusu fosil yakıta dayalı enerji üretiminden adil bir çıkış içermelidir. Fakat meclise gelen iklim kanunu teklifi bunun çok uzağındadır; emisyon azaltımını değil, emisyon ticaret sistemi kurmayı amaçlayan, iklimi değil, şirketlerin çıkarını önceleyen bu teklif iklim kanunu değil, ticaret kanunudur. Bu teklif meclis gündeminden geri çekilmeli, bilimsel temele oturan, iklim adaletini sağlayacak bir İklim kanunu demokratik, katılımcı ve şeffaf bir süreçle yeniden hazırlanmalıdır.”
Mehmet Dalkanat (Elbistan-Afşin Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu):
“Kahramanmaraş’ta 40 yıldır kömürün gölgesinde yaşıyoruz. Bölgemizde tarım ve hayvancılık bitme noktasına geldi. Her gün kirli hava solumaya devam ediyoruz, doktorlar bizi ciğerlerimizden tanıyor artık. Şu anda Afşin-Elbistan’da yıllardır kirlilik saçan A kömürlü termik santraline yeni üniteler yapılması planlanıyor. Bölge halkıyla birlikte bu projeye dava açtık. Daha önce de buraya kurulmak istenen Afşin C termik santrali için dava açmıştık ve bilirkişiler projede kamu yararı görmemişti. İklim krizinin baş nedenlerinden biri olan kömürü hayatımızdan çıkarmadıkça gerçek bir İklim Kanunu’ndan nasıl bahsedebiliriz? Bölgemiz ve tüm Türkiye için yeniden tasarlanmış, ekosistemi ve halk sağlığını koruyan, adında geçtiği gibi gerçekten de iklim krizinin ekolojik ve toplumsal yönlerini önemseyen adil bir Kanun istiyoruz.”
Süleyman Eryılmaz (Ekoloji Birliği):
“Bugün Ekoloji Birliği'nin de içerisinde bulunduğu onlarca ekoloji örgütünün yaptığı ortak basın açıklamasında söylendiği gibi: Toprağı kazma sesleriyle, dereleri beton duvarlarla, ormanları rant projeleriyle boğmak isteyen büyük şirketlerin çıkarları için hazırlanmış bu kanun tasarısını hiçbir şekilde kabul etmiyoruz. Kanunun adı İklim Kanunu olmasına rağmen bu kanun sermaye gruplarının yararına yazılmış bir kanundur. Gerçekte doğayı ve iklimi korumayı değil iklim krizini sermaye adına bir fırsata çevirmeyi hedeflemektedir. Ekoloji Birliği bileşenleri olarak katılımcılık ilkesiyle oluşturulmamış, bilimsel ve sosyolojik gerçeklere dayanarak kamu yararını ve ekolojik sistemi odağına almayan böyle bir kanunu asla kabul etmiyoruz/etmeyeceğiz. Birliğimiz, iklim krizini ortadan kaldırmaya yönelik somut hedefler içeren, toplumsal adaleti ve iklim adaletini önemseyen, kadın haklarını, işçi haklarını ve hayvan haklarını da içerecek gerçek bir İklim Kanununa yönelik çabasına ise devam edecektir.”
Kübra Ayçiçek (Çevre Mühendisi):
“Meclise sunulan İklim Kanunu tasarısı Türkiye’nin ilk kez bir İklim Kanununa kavuşacak olmasından dolayı olumlu bir gelişme gibi görülse de tasarının içeriği Kanunun amacıyla uyumlu değil. İklim krizi bilindiği gibi, sadece ekosistemin devamlılığını tehdit etmiyor, aynı zamanda ekonomiyi, toplumsal yaşamı ve adalet mekanizmasını da etkiliyor. Bilim ve teknik bizlerde bu krizin gerçekliği hakkında şüphe bırakmazken, bu krizin çözümüne yönelik oluşturulan mekanizmalar ise konuyu tüm yönleriyle ele alan bir ciddiyetten oldukça uzak bir şekilde işletiliyor. Kanun tasarısından anlıyoruz ki bu teklif aslında sera gazı emisyonlarının ticaretini düzenliyor, kirlilik alınıp satılabilen bir meta gibi gibi düşünülüyor. Örneğin, bu emisyonların ana kaynağı olan kömürün yerini ne zaman, neye, nasıl bırakacağı taslakta belirsiz. Öte yandan, Türkiye’nin emisyonlarını artıracak kömür projeleri ise hâlâ tasarlanmaya devam ediliyor. Bugün, Aliağa’dan, Afşin-Elbistan’dan, Kazdağları’ndan, Muğla’dan ise “kömürle yaşayamıyoruz” diyen halkın sesi yükseliyor. Baştan aşağı tüm sistemleriyle adil bir dönüşüm gerektiren bu süreç, yalnızca şirketlerin çıkarlarına odaklanırken, toplumsal faydanın, işçi ve kadın haklarının ve doğanın bütüncül olarak korunmasına yönelik politikalar barındırmıyor. Bilim ve tekniğin halkın ve tüm canlıların yararına kullanılması bir politikadır. Bu bakış açısından uzaklaşarak yapılan yasal düzenlemelerin hiçbirinin sivil toplum ve bilim insanları açısından bir tutarlılığı yoktur.”
İmzacı Kurumlar:
2017 Bodrum Yurttaş İnisiyatifi
29 Ekim Kadınları Derneği Kuşadası Şubesi
Anadolu Müzik Kültürleri Derneği
Altınoluk Kadın Dayanışması
Antalya Gıda Topluluğu
Ata Tohum Takas Derneği
Ayvalık Kadın İnsiyatifi
Ayvalık Koruma Girişimi
Ayvalık Tabiat Derneği
Ayvalık Tabiat Platformu
Bakırtepe Çevre Platformu
Balıkesir Çevre Platformu
Bergama Çevre Platformu
Bodrum Çevre ve Ekoloji Platformu
Bodrum Kadın Dayanışma Derneği
Burak Özgüner Hayvan Hakları Çalışma Merkezi
Burhaniye Çevre Platformu
Büyük Menderes İnisiyatifi
Çanakkale Çevre ve Doğa Dernekleri Federasyonu
Çeşme Yarımada Çevre Derneği
Dalyan Turizm, Kültür ve Çevre Koruma Derneği
Datça Çevre ve Turizm Derneği
Datça Demokrasi Platformu
Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği
Didim Çevre Platformu
Doğa Derneği
Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği (DOĞADER)
Doğanın Çocukları
Dünya Mirası Adalar
Edremit Çevre Sağlığı Doğayı Koruma Sosyal Yardımlaşma Derneği
Ege Çevre ve Kültür Derneği
Ege Çevre ve Kültür Platformu
Ekoloji Birliği
Ekoloji Birliği Kadın Meclisi
Ekoloji Politik
Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği
Elbistan-Afşin Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu
Emekli Meclisleri Sendikası Çanakkale Şubesi
Erciş Süphan Dağcılık, Doğa ve Ekoloji Derneği
Eskişehir Okulu Dayanışma ve Araştırma Derneği
Gaziantep Özgür Düşünce Derneği
Gökçeyazı Türkmen Dağı Çevre Koruma ve Dayanışma Derneği
Gökova Ekolojik Yaşam Derneği
Güney Marmara Dayanışması
Güzelbahçe Çevre ve Kültür Derneği
Güllük Körfezi Koruma Platformu
Gülpınar Sürdürülebilir Yaşam Derneği
Hewsel Koruma Platformu
İklim Adaleti Koalisyonu
İklim Öncüleri
İkizdere Çevre Derneği
İzmir Yeşil Gelecek Derneği
Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği
Kazdağları Ekoloji Platformu
Kazdağları Kardeşliği
Kazdağlı Kadınlar
Kazma Bırak Kampanyası
Kent Politikaları Derneği
Kırşehir Maden Karşıtı Kadınlar
Kocaeli Sürdürülebilir Çevre ve Canlı Hayatı Koruma Derneği
Körfez Bağımsız Kadın Dayanışması
Körfez Gezgin Kadınlar
Köyceğiz Canları Yeryüzüne Adalet Derneği
Kuşadası Caferli Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği
Kuşadası Çevre Platformu
Kuşadası Kadın Platformu
Kuşadası Kent Dayanışması
Kuşadası Veli Der
Malatya Çevre Platformu
Marmara Ereğlisi Çevre Gönüllüleri
Mezopotamya Ekoloji Hareketi
Muğla Çevre Platformu
Muğla Su İnisiyatifi
Munzur Koruma Kurulu
ODTÜ BİZ
Öğrenci Veli Derneği
Sandras'ı Koruma Platformu
Sınır Tanımayan Çocuklar
Sinop Çevre Dostları Derneği
Sinop Nükleer Karşıtı Platform
Söke Çevre Platformu
Şanlıurfa Ekoloji İnisiyatifi
Tüketiciyi Koruma Derneği
Türkiye Tanıtım Araştırma Demokrasi ve Laik Oluşum Vakfı
Validebağ Savunması
Van Çevre ve Tarihi Eserleri Koruma Araştırma ve Geliştirme Derneği
Van Ekoloji Derneği
Yaşam Bellek Özgürlük Derneği
Yeni Foça Forum
Yeryüzü Ekoloji Kolektifi
Yeryüzü Derneği
Zilan Ekoloji Platformu