Hava Durumu

#Iş Dünyası

Kapsül Haber Ajansı - Iş Dünyası haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Iş Dünyası haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İzmir’in Kent Kimliği EGİAD'da Masaya Yatırıldı Haber

İzmir’in Kent Kimliği EGİAD'da Masaya Yatırıldı

Bu doğrultuda, İzmir Vakfı iş birliğiyle düzenlenen "İzmir Kent Kimliği" başlıklı seminer, EGİAD dernek merkezinde gerçekleştirildi. Etkinliğe İzmir Vakfı Genel Müdürü Deniz Karaca ve EGİAD üyeleri katılım sağladı. Toplantıda, günümüz iş dünyasında sürdürülebilirliğin taşıdığı kritik önem vurgulanırken, İzmir’in yaşam tarzının küresel sürdürülebilirlik trendleriyle örtüştüğü belirtildi. Yerel üretimi destekleyen gastronomisi, doğayla uyumlu kent yaşamı ve çevreci iş modelleriyle İzmir’in, geleceğin sürdürülebilir şehirleri arasında öncü konuma ulaşabileceği ifade edildi. Ayrıca, İzmir’in dinamik yapısının iş dünyasına sunduğu fırsatlar tartışılırken, genç iş insanlarının şehirle kurdukları bağın kariyerlerindeki başarıya nasıl katkı sağladığı somut örneklerle ele alındı. Etkinlikte, İzmir’in kent kimliğini oluşturan temel unsurlar, şehrin "İyi Yaşam" vizyonu çerçevesinde ele alındı. Bu vizyonun, İzmir’in ticaret hacmini genişleterek ve üretim kapasitesini artırarak ekonomik büyümeye katkı sağladığı vurgulandı. Ayrıca, İzmir’i yaşamak, çalışmak ve yatırım yapmak için cazip bir merkez haline getirmeye yönelik yürütülen projeler paylaşıldı. Seminerde, İzmir’in tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra, şehrin iş dünyasıyla olan etkileşimi de kapsamlı bir şekilde değerlendirildi. Katılımcılara, yaşadıkları kente dair yeni perspektifler sunmayı amaçlayan etkinlik, genç iş insanlarından yoğun ilgi gördü. İş İnsanları Yaşadıkları Şehirle Bağ Kurmalı Toplantının açılış konuşmasını yapan EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı M. Kaan Özhelvacı, İzmir’in kendine özgü kimliğine vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı: "Bugün burada, İzmir’in ruhunu, yaşam tarzını ve iş dünyasıyla harmanlanmış eşsiz kültürünü keşfetmek için bir araya geldik. İzmir, yalnızca tarihi ve doğal güzellikleriyle değil; sunduğu sosyal ve ekonomik fırsatlarla da fark yaratıyor. Sizleri İzmir’in sunduğu bu ayrıcalıkları keşfetmeye, şehrin temposunu, insanını ve iş dünyasının dinamizmini daha yakından tanımaya davet ediyoruz. Bu seminer, iş dünyasında başarılı olmanın sadece rakamlarla ve stratejilerle değil; aynı zamanda yaşadığınız şehirle kurduğunuz bağlarla da mümkün olduğunu göstermeyi amaçlıyor. İzmir’i gerçekten anlamak, burada yaşamanın tadına varmak ve iş dünyasında sürdürülebilir başarı sağlamak için şehrin ruhunu hissetmek gerekiyor." Seminerde, İzmir’de iş yapmanın yalnızca ekonomik bir faaliyet olmadığı, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir deneyim olduğu vurgulandı. EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı M. Kaan Özhelvacı, İzmir’de iş yapmanın şehrin sunduğu değerlerle bütünleştiğini belirterek şu sözleri kaydetti: "İzmir’de iş yapmak, yalnızca ofislerde ve toplantı salonlarında değil; Kordon’da yapılan sohbetlerde, tarihi Kemeraltı Çarşısı’ndaki keşiflerde ve Çeşme, Urla, Seferihisar, Foça, Dikili,Karaburun gibi Ege’nin ruhunu taşıyan ilçelerde alınan ilham verici mola anlarında da şekillenir." Özhelvacı konuşmasında, "Günümüzde, lüks ve gösterişe dayalı tüketim alışkanlıkları yerini; daha bilinçli, sürdürülebilir ve anlamlı bir yaşam biçimine bırakıyor. Artık sadece pahalı ürünlere sahip olmak değil, kaliteli ve özenle üretilmiş, doğayla uyumlu ve yerel değerlere saygılı ürünleri tercih etmek ön planda. İzmir’in sunduğu yaşam tarzı, aynı zamanda bu sürdürülebilirlik trendleriyle de birebir örtüşüyor. Yerel üretimi destekleyen gastronomisi, doğayla uyumlu şehir yaşamı ve çevreci iş modelleriyle İzmir, geleceğin sürdürülebilir şehirleri arasında öncü bir konuma sahip olabilir. Bunu İzmirliler olarak hep birlikte başarabiliriz." dedi. Hayatı İzmirli Gibi Yaşa İzmir Vakfı Genel Müdürü Deniz Karaca, İzmir’in kent kimliği ve gelecekteki potansiyeli üzerine önemli bilgiler paylaştı. "İzmir Kent Kimliği" başlıklı sunumunda, kentin tarihi, kültürel ve ticari değerlerine vurgu yaparak İzmir’in sahip olduğu zengin mirasın altını çizdi. Şehrin algısını güçlendirmek amacıyla yaşanabilirlik, iş ve yatırım, eğitim, sağlık, kültür ve miras, sürdürülebilirlik, ulaşım, markalaşma ve yönetişim gibi temel kavramları ele alan Karaca, İzmir’in gelişimi için atılması gereken adımları sıraladı. "Başka şehirlere ilham kaynağı olan İzmir’in, iyi yaşam merkezi haline gelmesini hedefliyoruz. Hayatı İzmirli gibi yaşamak gerekiyor. İzmir, antik çağlardan bu yana ticaretin, sanatın ve yenilikçiliğin merkezi olmuş; hoşgörüsü ve kültürel çeşitliliği ile öne çıkan bir şehirdir. Bu mirası geleceğe taşımak hepimizin sorumluluğudur." dedi. Seminer, Deniz Karaca’nın sunumu ve genç iş insanlarının sorularını yanıtlamasıyla tamamlandı. Etkinliğin sonunda, EGİAD Sakız Ağacı Korusu Projesi kapsamında Karaca adına bağışlanan sakız fidanı sertifikası kendisine takdim edildi.

2025 BT kesintileri yılı mı olacak?  İş dünyasını neler bekliyor? Haber

2025 BT kesintileri yılı mı olacak? İş dünyasını neler bekliyor?

Dijital dönüşüm tüm sektörlerde hız kesmeden devam ederken, 2025 yılına ilişkin öngörüler iş sürekliliğini ciddi şekilde tehdit eden BT kesintilerinin artacağı yönünde. Türkiye’deki şirketlerin teknolojiye açılan penceresi olan ITserv Technology’e göre 2025 yılı siber saldırıların artışta olduğu bir yıl olacak. İşletmelerin BT altyapılarının ve dayanıklılığının sınandığı kritik bir yıl geçireceğiz. Bu nedenle BT altyapıların ve operasyonel süreçler gibi konuların detaylı bir şekilde ele alınması, risklerin ve bu risklere karşı alınabilecek önlemlerin belirlenmesi kritik öneme sahip. BT Kesintilerinin Artışında Siber Tehditler Başrolde Dünya genelindeki büyük araştırma kurumları tarafından yapılan araştırmalar, kurumların altyapılarını ve operasyonel süreçlerini daha dirençli hâle getirmeleri gerektiğini vurguluyor. 2025’te bulut altyapısı kullanılan firmalarda iş kesintisi riskinin artabileceği öngörülüyor. BT ekosistemlerinin etkin yönetilememesi halinde şirketlerin kritik iş süreçlerinde kesintiler yaşayabileceği belirtiliyor. Özellikle çoklu bulut yönetimi, yeni nesil siber tehditler ve ağ altyapısı yetersizlikleri, BT kurumlarının en fazla dikkat etmesi gereken konular arasında yer alıyor. Siber saldırılar yalnızca veri hırsızlığı değil, iş durdurma hedefi de güdebilir. Kurumların büyük çoğunluğu birden fazla bulut sağlayıcısıyla çalışmakta iken tek bir bulut sağlayıcısıyla çalışmaya devam eden diğer kurumlar için, iş kesintisi riskinde artış olabileceği bekleniyor.  Fidye yazılımları, kimlik avı ve tedarik zinciri saldırılarının artması beklenirken, hibrit çalışma modellerinin BT ağlarına ve güvenlik katmanlarına ek yük getirebileceği de düşünülmekte. Bu durum, şirketlerin çalışan deneyimini korumaya çalışırken aynı zamanda güvenlik risklerini yönetmelerini zorlaştırabiliyor. En Fazla Risk Altındaki Sektörler ITserv Technology’e göre özellikle finans, sağlık, üretim ve telekomünikasyon sektörleri en büyük risk altında yer alıyor. Gerçek zamanlı işlem yoğunluğu ve yasal düzenlemeler nedeniyle finans sektörü kritik riskler taşırken, sağlık hizmetleri için hasta verilerinin korunması ve medikal cihazların güvenliği hayati önem taşıyor. Üretim sektöründe Endüstri 4.0 ile artan otomasyon sistemleri siber saldırı tehdidini arttırırken, telekomünikasyon alanında 5G altyapısının yaygınlaşması ile geniş ölçekli hizmet kesintileri riski de yükseliyor. Şirketlerin Alması Gereken Önlemler Siber sigorta poliçelerinin 2025 itibarıyla daha fazla talep göreceği bekleniyor. Kapsamlı kriz yönetimi planları, yaşanabilecek kesinti maliyetlerini büyük oranda azaltabilir. Yapay zekâ destekli tehdit istihbaratı ve otomasyon araçlarının, saldırıları erken tespit etmede insan operasyonlarına kıyasla çok daha hızlı olabileceği belirtiliyor. ITserv Technology CTO’su Kerem Çebi; “BT kesintilerine karşı şirketlerin dayanıklı altyapı ve çoklu bulut stratejileri geliştirmesi kritik bir öneme sahip. Şirketlerin felaket kurtarma (Disaster Recovery) ve iş sürekliliği planlarını (Business Continuity Planning) düzenli olarak test etmesi gerekiyor. Çoklu bulut stratejisinde yük dengeleme ve otomasyon teknolojilerinin kullanımı da büyük önem taşıyor. 2025 sonuna kadar sıfır güven mimarisini uygulamayan kurumlar siber saldırılara karşı daha fazla risk altında olacak. Şirketler, ITserv Technology gibi alanında uzman firmalar ile siber güvenlik ve BT dayanıklılığını arttıracak çözümler geliştirmelidir. Bu doğrultuda kurumlar hem operasyonel hem de stratejik düzeyde alacakları tedbirlerle 2025’in getireceği zorlukları fırsata çevirebilir, rekabette avantaj elde edebilir.” şeklinde değerlendirmelerde bulundu. 

Mansur Yavaş iş insanları ile buluştu Haber

Mansur Yavaş iş insanları ile buluştu

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, OSTİM Sanayici ve İş İnsanları Derneği’nin (OSİAD) 34. Seçimli Olağan Genel Kurul Toplantısına katıldı. OSTİM Organize Sanayi Bölgesi Konferans Salonunda gerçekleştirilen toplantıda sanayici ve iş insanlarına seslenen Yavaş, “Biraz önce Süleyman (Ekinci) Bey taleplerini de belirtti. Bu taleplerini basına da vermiş. Hem yaptıkları işleri vermiş, hem de OSTİM’li sanayici ve iş adamları için hükümetten beklediklerini de yazmış. Şimdi bunun içerisinde eleştiri de olabilirdi değil mi Süleyman Bey? Şunu yanlış yapıyorsunuz da olabilirdi. Peki, siz bunu söylediğiniz zaman hemen savcılık size soruşturma açar, bunu da basına verirse siz bundan sonra hiçbir şekilde kime derdinizi anlatabilirsiniz, hiç kimseye anlatamazsınız. Oysa biraz önce Fethi Başkan’ımızın söylediği gibi herkes eleştirilebilir, tenkit edilebilir. Böylelikle doğru yolu bulacağız. Hatta zaman zaman ben bazen şunu söylerim siyasetçi arkadaşlarımıza… Bir kahveye gittiğiniz zaman bazen oradaki vatandaş size bir şeyi şikâyet eder. Şikâyet eden aslında genellikle çözümünü de bilir. O şikâyet eden kişiye peki ne yapmalıyız diye sorduğunuz zaman o size cevabını da verir. Bazen dinlersiniz ki; en pratik en kolay o anda aklınıza gelmeyen çözümdür. Dolayısıyla bugün elbette sivil toplum kuruluşlarının ifade hürriyeti, talepleri ve eleştirileri belirtmeleri bir haktır” dedi.    “SİYASETÇİLER EN AĞIR ELEŞTİRİLERE KATLANMAK ZORUNDADIR” Yavaş, “Biz Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ni imzaladık. Orada ifade hürriyeti, basın hürriyeti hepsi var. Ve biz madem ona imza attık, uyacağız. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ilgili maddesi gereğince toplumun önünde olan insanlar, özellikle siyasetçiler, sanatçılar bu şekilde gelen eleştirilere, en ağır eleştirilere katlanmak zorundadır. Kararlarının hepsi böyle, suç değildir diyor ve bizim yaptığımız şikâyetlerin hepsi takipsizlikle sonuçlanıyor. Biz artık bunu benimsedik, madem bu sözleşmeye bizim hükümetimiz imza attı, biz de bunu benimsedik, katlandık, katlanmaya da devam ediyoruz. Yapacak bir şey yok” ifadelerini kullandı. “KARİYER MERKEZİMİZLE ORGANİZE SANAYİLERİN BAĞLANTISINI KURDUK” İstihdam sorunu hakkında da konuşan Yavaş, “Birisi iş bulamıyor, birisi işçi bulamıyor. Bununla ilgili daha önceki yıllarda ben söylemiştim. 300 bin kadar özgeçmiş var. Bizim Kariyer Merkezimizle organize sanayilerin bağlantısını kurduk. Oradan istediğiniz elemanı seçip bizim üzerimizden talep edebiliyorsunuz. Özellikle organize sanayilerle sık sık toplanıyoruz. Çünkü en fazla özgeçmiş bize geliyor. Bunların iş bulması için yardımcı olmaya çalışıyoruz. Birlikte kurs açalım. Hangi dalda elemana ihtiyacınız varsa o kursu beraber açalım. Ben otobüs biletini vereyim o kursa katılanların, öğlen yemeğini de vereyim. Yeter ki bu insanlara iş bulalım diye özellikle söylemiştim. Bu kentte yaşadığımız insanlar bir başkasının desteğine ihtiyaç duymamasının yolu da bu. Çalışması, alın teriyle parasını kazanıp istediği gibi harcaması…” dedi. “FUAR ALANINDA BAYAĞI BİR MESAFE KAT ETTİK” Fuar alanlarıyla da ilgili bilgi aktaran Yavaş, “Fuar alanında bayağı bir mesafe kat ettik. Akyurt Belediyesi ile beraber oradaki bir şirketle ben onu şimdiden size de duyuruyorum. Onunla beraber hem konut hem fuar alanı projesini biraz sonra bana sunum yapacaklar. Epey bir seviyeye getirdik. İnşallah fuar alanını Ankara'mıza kazandıracağız” diye konuştu. METRO BORÇLARI BİTİYOR Mansur Yavaş metro ihaleleriyle ilgili sürece ilişkin bilgi verdi. “Mevcut metroların borcu bitiyor, o metroları da biz yapmış oluyoruz” ifadelerini kullandı. Yavaş, şöyle devam etti: “Malum Mamak Metrosunun ihalesini yapmıştık. Seçim öncesi yapmıştık. Adeta bizi sıkıştırır gibi 200 milyon Euro fazla beklediğimizden fiyat vermişlerdi. İhaleyi biz iptal ettik. Seçimi kaybetme pahasına... Çünkü Mamak bunu çok bir heyecanla bekliyordu. Daha sonra 187 milyon Euro daha ucuza ihale ettik. Şu anda en yakın teklif olan 50 milyon Euro veren ikinci teklif sürekli itiraz ediyor. Mahkeme yoluyla önümüz kesilmezse hep beraber inşallah oranın temelini Mamak Metrosunun temelini atacağız. Bu arada biz Çayyolu metrosunun borcunu bitirdik. Her zaman gelip de size şikâyet ediyordum. Geçen ay metronun borcunu da bitirdik. Batıkent’in de borcunu inşallah Şubat ayında bitiriyoruz. Nasıl bitiriyoruz? Bizden önceki dönemde bilet paralarının belli bir yüzdesi üzerinden tahsil edilecek para, 28 Nisan'da yani biz seçildikten sonra Nisan ayının sonra bir kararnameyle bize gelen payın yüzde 5’ini kesilmek üzere her ay gelen paranın yüzde 5’ini kesme suretiyle tahsil etmeye başladılar ve inşallah Şubat en geç Mart ayında metro borçlarımız bitiyor. O metroları biz yapmış olacağız. Ulaştırma Bakanlığı değil. Çünkü biz Mamak metrosu için çok uzun vadeli kredi bulduk. Metrolar çok uzun vadeli kredilerle yapılacak işlerdir. Ulaştırma Bakanlığı’na havaalanı metrosunu biz yapalım dedik. ‘Hayır dediler biz yapacağız dediler.’ Metro yapmak çok kolay bir şey değil ama 2.2 milyarlık metroyu yapmanız için en az 15-20 yıla yayılan kredi bulmanız gerekiyor. Ama bunu Ulaştırma Bakanlığı yaparsa bizden en kısa zamanda çatır çatır alıyor. Sonra da biz metro yapmamış oluyoruz. Koru Yaşamkent Koru'dan Bağlıca'ya, Bağlıca'dan Eryaman'a ve Keçiören Ovacık metro projelerimizi de bitirdik. Şu anda Dikmen hattında bir sıkıntı var. Yani sıkıntı dediğim yardımcı oluyor Ulaştırma Bakanlığı yetkilileri. Oradaki hattın nereden geçeceği konusunda tartışmalar var. O bittiği an projemiz hemen hemen onay aşamasında inşallah onu da tahvil çıkarmak suretiyle öncelikli olarak Dikmen Metrosu'na başlamak istiyorum. Turan Güneş'e kadar gidiyor. Oradaki SİMPAŞ konutlarına kadar giden bir hat var. Tabii ki bu ihaleler yapılırken bu metrolar yapılırken buradan OSTİM Sanayici ve İş adamlarının da çok büyük oranda katkı sağlayacaklarından emek vereceklerinden hiç şüphem yok.” MANSUR YAVAŞ’TAN PARLAMENTER SİSTEM VURGUSU “Efendim biraz önce bu son günlerdeki hukukla ilgili şikâyetlerden bahsetmiştim. Niye böyle şikâyet edildiğini ve hatanın nerede olduğunu aynı zamanda bir hukukçu bir yönetici olarak anlatmak istiyorum. Şimdi parlamenter sistem mutlaka olmalı. Parlamenter sistem olmadığı zaman ne olduğunu gördük. Dün elime gelen ankette yüzde 67 oranında yeniden parlamenter sisteme dönülsün deniyor. Çünkü bir insanın gücü, kudreti hiçbir şeye yetmez. Tek başına idare etmeyi, bütün bilgilerin kendisine toplanması adeta kompüter olsa patlar. Bilgisayar olsa dayanamaz. Bunu ben hükümet yönetimine göre çok daha küçük boyutlar… Ankara Büyükşehirde bile görüyorum. Birçok işimiz aksıyor. Personel yapsın diye kendisine bırakırsa hata yaparsa o hata size mal oluyor… Bunun çaresi, bütün dünyada gelişmiş ülkelerde olması gereken bir şey var. Hükümetler şeffaf olacak. Bütün yöneticiler şeffaf olacak. Katılımcı olacak. Hesap verebilir olacak. Yani yaptığı her işi siz bir defa bunların bütçelerinde programlarını görebileceksiniz ve hesap da sorabileceksiniz. Bunun sistemini bütün Avrupa bulmuş. Geçenlerde biliyorsunuz kendi yönettiği bakanlığın bir şeyini kullanmış yani fotokopisini diyelim veya bilgisayarını kullanmış çocuğu istifa etmek durumunda kaldı. Bakanlığın arabasıyla yemeğe gittiği ortaya çıktı bir bakanın istifa etmek zorunda kaldı. Şimdi bize ne kadar garip geliyor değil mi? Ama oralara baktığınız zaman oraların milli gelirini görüyorsunuz. Bizden çok daha üstün. Şimdi ben hem yine duyurmuş olayım. Mozambik'ten bize bir kardeş belediye için geldiklerinde 5 bin konutluk bir projeleri olduğunu söylediler. Ayrıca AVM yapmak istediklerini ve bir de madenlerinin olduğunu söyleyerek bizden bir heyet istediler. Birden bire aklıma şu geldi. Afrika'nın birçok yerinde ticaret yapan sanayicilerimiz veya ihracat yapan sanayicilerimiz var. Şimdi Mozambik'e birisini götürdüğümüz zaman ilk aklınıza gelen şey acaba paramı alabilecek miyim? Acaba sıkıntı yaşar mıyım diye düşünüyorsunuz değil mi? Niye? Çünkü oralardaki demokrasinin hukuk sisteminin ne olduğu ne kadar geliştiğini bilmiyoruz veya buna benzer birçok yerde yaşanan sorunları da görüyoruz değil mi? Peki aynı konut projesi Avrupa'nın herhangi bir ülkesinde olsa en ufak bir endişeniz olur mu? İşte hukukla demokrasiyle devlet yönetimi arasındaki fark budur. Fazlaca bizim Hukukun üstünlüğüne bir defa kulak vermemiz lazım. Bunu sağlamamız lazım.” TÜSAİD SORUŞTURMASINA TEPKİ “Bankaların hukuk ilkeleri var. Biz de benimsedik devlet olarak bunu. Diyor ki hâkim tarafsız olacak, bağımsız olacak. Ama diyor bu tarafsız ve bağımsızlığını hareketleriyle de hissettirecek insanlara. Yani hiçbir Allah'ın kulu ben yarın yargıya düşersem işin içerisine siyaset veya başka bir şeye girer, hâkimi etkiler de acaba ben buradan hakkımı alamaz mıyım diye endişe etmemeli diyorum. Bu kuralları biz kabul ettik. Şimdi buradaki problem nereden kaynaklanıyor? Süleyman Başkan'ın basına bir demeç vermiş. Şu öncelikle şunu söyleyeyim. Hiç kimse yargılanmaz değil. Bunu bağıra bağıra söylüyoruz. Bizler de dâhil hiç kimse yargılanmaz değiliz. Yargılanmak isteriz. Çıksın ortaya aklanalım, varsa bir suçumuz… Hiçbir şeyden korkmuyoruz, hesabımızı veriyoruz. Onun için TÜSİAD da yargılanmaz değil, eleştirilmez değil ama TÜSİAD bir açıklamayı yapıyor. Yarım saat sonra Savcılık işleme başlıyor, bu da yandaş medyadan duyuruluyorsa bunun herkes için anlamı şudur: ‘Konuşmayın arkadaşlar, hiç kimse konuşmasın.’ Peki, hiç kimse konuşmazsa biz doğruyu nerede bulacağız? Nereden bileceğiz hiç kimse konuşmazsa? Onlar konuşacak. Siz daha ağır cevap verebilirsiniz. Ancak böyle yargıyla insanları susturmak son günlerdeki yaratılan iklim gerçekten artık Türkiye hiçbir şekilde yatırım yapılamaz endişesini getiriyor. Niye gidelim oluyor? Neden? Çünkü orada şöyle oluyor. Anlamakla güçlük çekiyorlar. E haklılar çünkü biz onlarla beraber Avrupa İnsan Halkları Sözleşmesi'ni imzalamışız. Beraber çalışalım demişiz. Yani anlatmak istediğim budur. Böyle olursa ben OSTİM’in iş adamlarının işlerinde çok daha düzgün gideceğine inanıyorum. Ve inşallah bu parlamenter sisteme benim dileğim odur. Dönüldüğü takdirde tekrar benim her şeyim biraz daha uygun olacağını öncelikle yargı bağımsızlığını sağlamak suretiyle inşallah güzel günlere hep beraber ulaşacağız. Olmazsa olmazlarımızı inkâr edersek karşılaştığımız şeyde böyle oluyor. Mesela döviz neden sabit tutuluyor? Bunu siz gidip Sayın Şimşek görüşmeyecek misiniz? Görüşeceksiniz. Bunun size sağladığı zararları görüşmeyecek misiniz? Görüşeceksiniz. Tabii ki bu talebinizi söyleyeceksiniz. Yapmadığı takdirde de bunu bir şekilde basın önünde söylemek durumunda kalacaksınız. Böylelikle beraber doğru yolu bulacağız. Amacım hiçbir şekilde şu veya bu şekilde birini eleştirmekten öte hem yönetici hem hukukçu olarak sadece fikirlerimi söyledim Sayın Başkanım. Umuyorum bir şekilde katkısı olur. Ben genel kurulunun tekrar hayırlı olmasını diliyorum. Size Allah'tan sağlık, mutluluk ve bolca hayırlı işler diliyorum. Bol kazanın, çokça insan çalıştırın, bolca da vergi verin.”

Türkiye-Suriye İktisadi İş Birliği Zirvesi Gerçekleşti Haber

Türkiye-Suriye İktisadi İş Birliği Zirvesi Gerçekleşti

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) ve International Business Forum (IBF) iş birliğiyle, Gaziantep’te düzenlenen Türkiye-Suriye İktisadi İş Birliği Zirvesi, iş dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getirdi. Etkinlikte, 900’ü aşkın Türk iş insanı ile 500’ü aşkın Suriyeli iş insanı ortak ekonomik kalkınma ve iş birliği fırsatlarını değerlendirdi. Zirvenin açılış konuşmaları, T.C. Ticaret Bakanı Sayın Prof. Dr. Ömer Bolat, Gaziantep Valisi Kemal Çeber, IBF Başkanı Erol Yarar, MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, T.C. Halep Başkonsolosu Hakan Cengiz, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ve Suriye İçin İş Adamları Derneği Başkanı Yamen El-Shami tarafından yapıldı. Türkiye-Suriye Ekonomik İş Birliği Güçleniyor Ticaret Bakanı Ömer Bolat, zirvede yaptığı konuşmada, yeni dönemde özgür Suriye'nin sanayi ve ticaret altyapısının yeniden inşasını görüşmek üzere bir araya geldiklerini söyledi. Zirvenin tarihi öneme sahip olduğunu vurgulayan Bolat, Türkiye ve Suriye’nin el ele vererek çalışma yürüteceğini belirtti. Türkiye’nin Suriye ile güçlü ekonomik, tarihi ve kültürel bağlara sahip olduğunun altını çizen Bolat, sınır kapılarının ticarete açılması ve iş birliklerinin güçlendirilmesi için yoğun çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti. Bolat, "Askeri ve siyasi zaferlerin iktisadi zaferlerle taçlanması gerekir. Hem geri dönüşlerin yönetilmesi hem de ticaretin canlandırılması noktasında bütün gümrük kapılarındaki yapılabilecek hususları tespit edip hemen işe koyulduk." dedi. Ayrıca, 269 üründe yüzde 70’lere varan gümrük vergisi indirimleri yapıldığını ve Türkiye ile Suriye arasında kapsamlı ekonomik ortaklık anlaşmasının yeniden hayata geçirilmesi için görüşmelerin başlatıldığını duyurdu. MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı: "Özgür Suriye'nin Yeniden Ayağa Kalkması İçin Buradayız" MÜSİAD Genel Başkanı Mahmut Asmalı, "Özgür Suriye’nin yeniden ayağa kalkması, yeni yolculuğuna güçlü adımlarla başlaması ve geleceğe umutla bakması adına bu zirveyi gerçekleştirdik. Bu zirveyle birlikte, Türkiye’nin özgür Suriye’nin kalkınma sürecine yönelik stratejileri, faaliyetleri, ulusal ve uluslararası ortaklıkları ve yatırım iş birliği detaylı şekilde ele alınacaktır." dedi. Asmalı, MÜSİAD olarak iş dünyasının en yetkin isimleriyle ülkenin geleceğini inşa etmeye katkı sunduklarını belirterek, "Her zorluk, kararlılıkla, inançla ve birliktelikle aşılır. Umutlar bir araya geldikçe çoğalacak, komşumuz Suriye barış ve refah içinde yeniden inşa edilecektir." ifadelerini kullandı. Ayrıca Asmalı, MÜSİAD’ın sadece Türkiye içinde değil, uluslararası arenada da güçlü bir etkiye sahip olduğunu belirtti. "Yolculuğuna Anadolu’dan başlayan MÜSİAD, bugün tüm dünyaya yayıldı ve hemen hemen tüm Müslüman coğrafyalara nüfuz eden bir teşkilatlanma yapısıyla birlikte Medine Pazarı anlayışını tüm İslam coğrafyasında hâkim kılmak adına önemli bir misyon yüklendi." dedi. MÜSİAD’ın sahip olduğu 14 binden fazla üye ve 2 milyona yakın istihdam gücüyle hem ekonomik hem de sosyal kalkınma süreçlerine katkı sağlamaya devam edeceğini vurguladı. IBF Başkanı Erol Yarar: "Suriye Ekonomik İş Birliği ile Anılacak" Uluslararası İş Forumu (IBF) Başkanı Erol Yarar ise "Bugün bir milattır. Artık Suriye yoklukla, kanla ve göçle anılmayacak. İktisadi iş birliği yapan iş insanlarıyla, kardeş milletlerle ve bütünleşik iki devletle birlikte anılacaktır." dedi. Yarar ayrıca, zirvenin sadece ekonomik bir platform olmadığını, aynı zamanda bölgedeki istikrar ve refah için atılmış kritik bir adım olduğunu vurguladı. "Zirvemiz, Suriyeli iş insanlarının tarih boyunca süregelen dostluk ve kardeşlik bağlarını pekiştirerek, ekonomimizi, sanayimizi, ticareti ve finans dünyamızı yeniden canlandıracak bir niteliğe sahiptir. İş dünyası temsilcilerimizle birlikte, Suriye’nin ekonomik geleceğini şekillendirmek için burada bulunuyoruz." şeklinde konuştu. B2B Görüşmeleri ve Ticari Bağlantılar Zirve, iş dünyası temsilcileri arasında doğrudan bağlantılar kurmak amacıyla düzenlenen ikili iş görüşmeleri (B2B) ve stant ziyaretleri ile devam etti. Türk ve Suriyeli iş insanları arasında yeni ticari ortaklıklar kurulması için önemli bir platform sunan etkinlik, bölgesel ekonomik istikrarın sağlanmasına katkı sağlamayı hedefledi. B2B görüşmeleri kapsamında 107 firma masa açarak doğrudan ticari iş birliği geliştirme fırsatı yakaladı. Bu görüşmeler sayesinde, firmalar arasında önemli ticari anlaşmalar yapıldı ve iş dünyası temsilcileri yeni iş bağlantıları kurarak karşılıklı yatırımların önünü açtı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.