Hava Durumu

#Sürdürülebilir

Kapsül Haber Ajansı - Sürdürülebilir haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sürdürülebilir haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

CW Enerji sürdürülebilir gelecek için kapılarını açtı Haber

CW Enerji sürdürülebilir gelecek için kapılarını açtı

CW Enerji, sürdürülebilir enerji konusunda farkındalık yaratmak ve bilgi paylaşımını artırmak amacıyla 2024 yılı boyunca farklı eğitim kurumları ve sivil toplum kuruluşlarından gelen toplam 1250 ziyaretçiyi fabrikasında ağırladı. Gerçekleştirilen fabrika gezileri kapsamında ziyaretçiler yenilenebilir enerji teknolojileri, güneş paneli üretim süreçleri ve sürdürülebilir enerji çözümleri hakkında detaylı bilgi edinme fırsatı bulurken, CW Enerji’nin alanında uzman ekibi tarafından gerçekleştirilen sunumlar ve interaktif etkinliklerle katılımcılara sektör hakkında kapsamlı bilgiler aktarıldı. Büyük bir sorumluluk üstleniyoruz CW Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Sarvan, yapılan ziyaretlerin önemine değinerek, “Sürdürülebilir enerji bilincinin artırılması ve sektörümüze nitelikli insan kaynağı kazandırılması adına büyük bir sorumluluk üstleniyoruz. 2024 yılı boyunca kolejlerden, meslek liselerinden, üniversitelerin mühendislik fakültelerinden ve teknik meslek yüksek okullarından gelen öğrencileri ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerini fabrikamızda ağırlayarak güneş enerjisi teknolojileri hakkında detaylı bilgiler paylaştık" dedi. Ziyaretçilerin CW Enerji’nin sergi alanında güneş enerjisi sistemlerini yakından inceleme fırsatı bulurken, üretim hattında güneş panellerinin üretim süreçlerine tanıklık ettiğini ifade eden Sarvan, programın son bölümünde ise uzman mühendisler tarafından güneş enerjisi sistemleri ve sektör hakkında teknik bilgilerin aktarıldığını kaydetti. Güneş enerjisi geleceğimiz için kritik bir öneme sahip Kuruldukları günden bu yana sosyal sorumluluk çalışmalarına büyük önem verdiklerinin altını çizen Sarvan, “Güneş enerjisi geleceğimiz için kritik bir öneme sahip. Biz de CW Enerji olarak, sadece üretim yapan bir firma değil, aynı zamanda toplumu bilinçlendiren ve eğitime katkı sağlayan bir kurum olmayı hedefliyoruz. Özellikle gençlerimize ve sektörle ilgilenen bireylere yenilenebilir enerji teknolojilerini yakından tanıtmak, onların mesleki gelişimlerine katkıda bulunmak bizler için büyük bir mutluluk kaynağı” diye konuştu. Sürdürülebilir enerjiye yönelik bilinçlendirme çalışmalarına devam edeceklerini dile getiren Sarvan, şöyle devam etti: “Bu tür etkinlikler sektörün gelişimine de katkı sağlıyor. Enerji dönüşümünü desteklemek ve yenilenebilir enerji teknolojilerinin yaygınlaşmasına katkıda bulunmak adına bilgi paylaşımını her kesime ulaştırmayı hedefliyoruz. Özellikle genç nesillere yenilenebilir enerji alanında kariyer fırsatları sunmak ve sektörü yakından tanıtmak için bu tür etkinlikleri sürdürmeyi planlıyoruz. Önümüzdeki dönemde de bu tür ziyaretlere devam edeceğiz.” CW Enerji: Türkiye’nin Marka Güneş Paneli Üreticisi CW Enerji Mühendislik Ticaret ve Sanayi Anonim Şirketi 2010 yılında kurulmuş fotovoltaik enerji üretim sektöründe faaliyet gösteren üretim ve hizmet firmasıdır. Yıllık 1,8 GW güneş paneli üretim kapasitesiyle bugün, 60’tan fazla ülkeye ihracat yapan, sektörün önde gelen güneş paneli üretim firmalarından biri konumundadır. Sürdürülebilir enerjinin her alanında var olma hedefini daima diri tutan CW Enerji, güneş enerji santralleri (GES) teknik ve yatırım danışmanlığı başta olmak üzere; GES projelendirme, sistem tasarımı, lisanslı/lisanssız santral kurulumları, lisans alımı ve işletme gibi talep veya ihtiyaçlara ticari olarak karşılık verir. Ayrıca, lisanssız üretim yönetmeliğine uygun olarak projelerin planlanması, projelendirilmesi, finansmanının sağlanması ve uygulama sonrasında teknik bakım/onarım gibi geniş yelpazede çözümler sunarak sektöre değer katar. CW Enerji, endüstriyel kurulumların yanı sıra evsel çatı kurulumlarında da çözüm sunmaktadır. Ürün ve hizmet portföyü ile; konut ve endüstriyel tip lityum enerji depolama çözümleri, şebeke bağlantılı (On Grid), şebekeden bağımsız (Off Grid) ve hibrit sistemleri kapsamaktadır. Elektrikli araç şarj istasyonları, golf arabaları, forkliftler, transpaletler, scooter ve elektrikli bisikletler için lityum batarya çözümleri, yeni nesil TopCon N-Type güneş panelleri, esnek güneş panelleri, ev tipi ve havuz tipi ısı pompaları gibi birçok yenilikçi çözüm ile hizmet vermektedir.

Pomega’dan Kuzey Makedonya’ya enerji depolama hamlesi Haber

Pomega’dan Kuzey Makedonya’ya enerji depolama hamlesi

Pomega, Fortis Enerji ile Kuzey Makedonya’da güneş enerjisi depolama anlaşmasını imzaladı. Pomega yenilenebilir enerjiye yaptığı katkılara bir yenisini daha ekliyor. Kuzey Makedonya’nın Oslemej bölgesinde 62MW kapasiteli bir güneş enerjisi santrali inşa ediliyor ve firma bu projeye 104MWh enerji depolama çözümleri ile destek sağlıyor. Bu girişim, bölgenin enerji altyapısını güçlendirecek ve temiz enerji dönüşümünü hızlandıracak. Gelişmiş Depolama ile Kesintisiz Enerji Bu projede, Pomega’nın lityum pil hücreleri, batarya yönetim sistemi ve ileri seviye enerji depolama çözümleri kullanılacak. Böylece güneş enerjisi sadece gündüz değil, gece saatlerinde de verimli bir şekilde kullanılabilecek, enerji arz güvenliği ve verimlilik artacak. Fortis Enerji ile 19,65 Milyon Dolarlık Anlaşma Pomega Fortis Enerji ile 19,65 milyon ABD doları değerindeki anlaşmayı imzalayarak, Kuzey Makedonya’nın büyüyen güneş enerjisi altyapısına enerji depolama çözümlerini entegre ediyor. 2025’in ikinci yarısında tamamlanması planlanan proje, karbon emisyonlarının azaltılmasına ve yenilenebilir enerji dönüşümüne önemli katkılar sağlayacak. Yerel Ekonomiye ve Sürdürülebilir Geleceğe Katkı Santralde üretilen elektriğin %18,5’i Kuzey Makedonya hükümeti tarafından satın alınacak, kalan enerji ise serbest piyasada satılarak ülkenin temiz enerji dönüşümüne destek olacak.

Sürdürülebilir gelecek için iklim değişikliğiyle mücadele önemli Haber

Sürdürülebilir gelecek için iklim değişikliğiyle mücadele önemli

AB ve Türkiye tarafından finanse edilen "Türkiye'de İklim Değişikliğine Uyum Eyleminin Güçlendirilmesi Projesi" kapsamında konferans düzenlendi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının yararlanıcısı olduğu, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından yürütülen projenin farkındalık artırma toplantısı, "İklim Değişikliğinin Sağlık Etkilerine Karşı Toplumsal ve Sektörel Halk Sağlığı Yanıtını Güçlendirme Konferansı" İstanbul’da gerçekleştirildi.  İklim değişikliğinin sağlık sistemleri üzerindeki etkilerinin ele alındığı konferansta, sağlık sektörü ve ilgili paydaşların farkındalığını artırmak, sağlık sistemlerini iklim değişikliği tehditlerine karşı daha dirençli hale getirmek için uygulanabilir çözüm önerileri konuşuldu. Konferansın açılışına katılan İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Orhan Solak, iklim değişikliğinin çağın en önemli küresel sorunlarından biri olduğunu belirterek, ülkede ve dünyada iklim değişikliğine bağlı artan afetlerle karşılaşıldığını anlattı. Son yıllarda hem sıcaklıkta hem de iklim parametrelerinde rekorların kırıldığı yılların yaşandığına dikkati çeken Solak, "Dünya Meteoroloji Örgütü'ne göre, 2024 yılı tarihteki en sıcak yıl olarak kaydedildi. Dünya genelinde sıcaklıklar sanayi öncesi döneme göre 1,55 derece daha fazla gerçekleşti. Aynı zamanda 2024 bir buçuk derecenin aşıldığı ilk yıl oldu. 2015-2024 yılları arasındaki 10 yılın her biri de tarihteki en sıcak on yıldan biri oldu." diye konuştu. Türkiye'nin iklim değişikliğinin etkilerinin en yoğun hissedildiği bölgelerden biri olan Akdeniz İklim Havzasında yer aldığını vurgulayarak, "Sıcaklık artışı Akdeniz Havzası'nda iki dereceye yakın gerçekleşti. Aynı zamanda Meteoroloji Genel Müdürlüğü verilerine göre 2024 yılı, Türkiye için de 1971'den bu yana en sıcak yıl oldu. Bu sıcaklık artışı tüm iklim sistemini etkiliyor. Su kaynaklarının azalması, kuraklık, tarımsal verim kaybı, deniz seviyelerin yükselmesi ve orman yangınları gibi ciddi sonuçlara yol açmaktadır. 2014-2023 yılları arasındaki 10 yılda iklim değişikliği kaynaklı afetlerin neden olduğu küresel maliyet 2 trilyon doları aştı. Ayrıca bu sadece finansal maliyet, çevresel ve sosyal maliyetler birleştirildiği zaman bu rakam aslında çok daha fazla." dedi. İklim değişikliğiyle ilgili hem dünyada hem ülkede yaşanan afetler ve felaketlerin iklim değişikliğiyle mücadelede kararlı ve hassas politikalar gerektirdiğini göstermekte olduğuna işaret eden Solak, sözlerine şöyle devam etti: “Sürdürülebilir bir gelecek için iklim değişikliğiyle mücadeleyi gündemimizin ön sıralarına almamız gerekmektedir” Sürdürülebilir bir gelecek planlamak için iklim değişikliğiyle mücadeleyi gündemimizin ön sıralarına almamız ve iklim değişikliğine uyum çalışmalarına öncelik vermemiz gerekmektedir. İklim değişikliğine yol açan kuraklık, sel, yangınlar ve aşırı sıcaklık dalgaları toplumların yaşam koşullarını zorlaştırmakta sağlık sistemlerini de baskı altında bırakmaktadır. İklim değişikliği yalnızca çevresel bir mesele değildir. Toplum sağlığına doğrudan bir ciddi etkileri olan çok yönlü bir krizdir. İklim değişikliği bulaşıcı hastalıklar, solunum yolu rahatsızlıkları, su kaynaklı enfeksiyonlar ve besin güvenliği gibi birçok sağlık tehdidini de beraberinde getirmektedir. Ve ne yazık ki orta ve uzun vadedeki projeksiyonlar, bu etkilerin sıklık ve şiddetinin artarak devam edeceğini göstermektedir. “Başkanlık olarak İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı hazırladık” Başkanlık olarak İklim Değişikliğine Uyum Stratejisi ve Eylem Planı hazırladık. Uyum eylem planı kapsamında on bir sektöre öncelikler verildi. Her sektörde etkilenebilirlik ve risk analizi çalışması gerçekleştirildi. Bu sektörler kent, su kaynakları, halk sağlığı, tarım, balıkçılık ve hayvancılık, biyolojik çeşitlilik eko-sistem hizmetleri, enerji, sanayi, ulaşım ve iletişim, turizm, kültürel miras, sosyal kalkınma ve afet risk yönetimi. Bahsettiğim stratejide önemli sektörlerden biri de halk sağlığı. Halk sağlığı sektöründe iki stratejik hedef belirlendi. İlk strateji sağlık alanında iklim değişikliğiyle ilgili kanıta dayalı analiz, değerlendirme ve bildirim altyapısını güçlendirilmesiyle ARGE çalışmaların artırılması. İkinci dış strateji ise ulusal ve yerel düzeyde tüm kurum ve kuruluşlarda iklim değişikliğini, sağlık bakış açısına yönelik kapasite, iş birliği ile farkındalığın güçlendirilmesi. "İklim Değişikliğinin, Sağlık ve Sektörel Etkileri", "İklim Değişikliğine Sağlıkta Uyum", “Bulaşıcı Hastalıklar, Çevre Sağlığı ve İklim Değişikliği", "Yerel İklim Değişikliği ve Sağlık Eylem Planı Hazırlama" gibi başlıklar halinde panellerin de düzenlendiği konferansa, İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Solak’ın yanı sıra BM Kalkınma Programı Türkiye Ofisi Proje Yöneticisi Gizem Bal, Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, Sağlığın Geliştirilmesi Genel Müdürü Doç. Dr. Muhammed Atak alanında uzman panelistler ve çok sayıda davetli katıldı.

Sürdürülebilir Gelecek: İklim, Su, Tarım kongresi Antalya’da düzenlendi Haber

Sürdürülebilir Gelecek: İklim, Su, Tarım kongresi Antalya’da düzenlendi

İklim Değişikliği Başkan Yardımcısı Orhan Solak, Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu tarafından düzenlenen 19. Uluslararası Kongre kapsamında “Sürdürülebilir Gelecek: İklim, Su, Tarım” oturumuna konuşmacı olarak katıldı. Antalya’da düzenlenen kongrede konuşan Başkan Yardımcısı Solak, iklim değişikliğinin su kaynaklarını, tarım alanlarını, mahsul verimini ve hayvancılığı etkileyeceğini, ayrıca kuraklık ve diğer aşırı iklim olaylarındaki artış ile rekoltede azalmaya neden olarak gıda güvencesini tehdit edebileceğini belirterek,  İklim Değişikliği Başkanlığının bu noktada gıda israfının önlenmesi, sulama yönetimi ve suyun verimli kullanılmasına yönelik tedbirlerin geliştirilmesi, kapalı basınçlı sulama sistemlerin yaygınlaştırılması, sulama randımanının artırılması, havzanın su varlığına uygun ve kuraklığa dayanıklı ürün deseni belirlenmesi, tarımdan dönen suların yeniden kullanılması gibi tedbirlerin alındığını ifade etti.  Dünyada sektörel su kullanımının başında yaklaşık yüzde 70 ile tarımın geldiğini belirten Başkan Yardımcısı Solak, konuşmasında, “Türkiye’de su yüzde 77’lik oranla en fazla tarım sektöründe kullanılmaktadır. Tarımda kullanılan suyun yaklaşık yüzde 76’sı yerüstü suyu, yüzde 24’ü yeraltı suyundan sağlanmaktadır. DSİ verilerine bakıldığında sulamaların yaklaşık yüzde 60’ında yüzey sulama yöntemleri kullanılmakta olup, burada su kaybı yüzde 35 ile yüzde 60 arasındadır. Bununla birlikte sulama randımanı yüzde 51 seviyesinde seyretmektedir.” ifadelerini kullandı. Çeşitli kurum ve kuruluşların katılımıyla gerçekleştirilen kongre, soru-cevap bölümünün ardından tamamlandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.