Hava Durumu
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tusaş

Kapsül Haber Ajansı - Tusaş haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tusaş haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

ESİAD Yatırım Zirvesi'nde savunma ve havacılık yatırımları ele alındı Haber

ESİAD Yatırım Zirvesi'nde savunma ve havacılık yatırımları ele alındı

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı Sanayileşme Daire Başkanı Murat Çizgel, tam bağımsız savunma sanayii vizyonu konu sunda emin adımlarla ilerlediklerini belirterek, "Bu gurur verici tablodur ama önümüze de başka bir vizyonu ortaya koymakta. Yerli ve milli savunma sanayimizin sürdürülebilirliğinin teşkil edilmesini hedefliyoruz." dedi. Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen Yatırım Zirvesi, "Savunma Sanayi ve Havacılık" ana temasıyla İzmir'deki bir otelde düzenlendi. Zirvenin vizyon konuşmasını yapan Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı Sanayileşme Daire Başkanı Murat Çizgel, savunma sanayisindeki yerlileştirme sürecine dikkat çekti. Türkiye'nin savunma sanayisinin 50 yıllık süreci bulunduğunu, fakat son 20 yılda "şaha kalktığını" anlatan Çizgel, "Son 20 yılda Türkiye'nin en önemli değerlerinden bir tanesi savunma sanayisi oldu. Bu değer, bütün dünya tarafından izleniyor ve görülüyor. Bunun temel sebebi aslında başta konan en önemli v izyon. Çok basit, yerli ve milli bir savunma sanayiniz olacak." ifadelerini kullandı. Çizgel, Türkiye'nin Kıbrıs Barış Harekatı'nın ardından savunma sanayinin yerli ve milli olması yönünde politika ortaya koyduğunu ve politikasını büyük oranda gerçekleştirdiğini vurguladı. Kritik önemdeki bir çok ürün ve sistemi yerlileştirdiklerini anlatan Çizgel, şunları ifade etti: "Önemli ve kıymetli olan, kritik alanlarda millileşerek herhangi bir ürünümüzde dışarıya bağımlı kalmamamızdır. Yani tam bağımsız savunma sanayi vizyonu. Tam bağımsız savunma sanayii vizyonu konusunda hakikaten emin adımlarla gidiyoruz. Sahada olan birçok ürünü yerlileştirdik, yerlileştiremediklerimizin de programlarını başlattık, bu kritik teknolojiler de yerli olarak savunma sanayimizin eliyle üretilmeye devam edilecek. Bu gurur verici tablodur ama önümüze de başka bir vizyonu ortaya koymakta. Yerli ve milli savunma sanayimizi n sürdürülebilirliğinin teşkil edilmesini hedefliyoruz." Savunmada tam bağımsızlık hedefinin yakalanması ve sürdürülebilir kılınmasında yurt sathına yayılmış sanayicilerin kabiliyetlerinin de etkili olduğunu, firmaları bu sisteme entegre ederek onlara yeni ihracat pazarları kazandırmak istediklerini dile getiren Çizgel, bugünkü zirvenin ardından Ege'deki firmaların da bu ekosistem içinde payının artmasını beklediklerini ifade etti. "Brüksel ile görüşmeler" Savunma ve Havacılık Sanayii İmalatçılar Derneği (SASAD) Başkanı ve Kale Grubu Başkan Vekili Osman Okyay ise savunma ve havacılıkta bugün gelinen noktanın gurur verici olduğunu, dünyanın 11. savunma sanayi ihracatçısı ülke olduklarını belirtti. Geçen yılı 7,2 milyar dolarlık ihracatla kapattıklarını, bu sene de 10 milyar dolarları hedeflediklerini bildiren Okyay, "Dünya savunma sanayisindeki ihrac atçı ülkeler sıralamasında hızla yükseliyoruz." dedi. AB'nin Berlin Duvarının yıkılması sonrası savunma yatırımlarını askıya aldığını, bu sanayide geriye gittiğini kaydeden Okyay, "Rusya'nın Ukrayna'yı işgaliyle başlayan tedirginlikle beraber AB, 'biz ne yaptık, buradan nasıl toparlayacağız' paniğine girmiş durumda. Ama bir gecede olmuyor, çok büyük emek, yatırım gerektiriyor. Türkiye, aslında bu anlamda çok önemli bir pozisyonda. Brüksel ile Türk savunma sanayisini nasıl entegre edebiliriz, Avrupa savunma sanayisine nasıl ürün verebiliriz, bize senelerce yapılan ortak üretim gibi yöntemlerle biz nasıl onlara yaklaşabiliriz diye de konuşmalar bir yandan devam ediyor." ifadelerini kullandı. Savunma sanayisine yatırım yapmak isteyen firmalara tavsiyelerde bulunan Okyay, Ege Bölgesinin bu konudaki potansiyeline çok inandığını, yeni sanayi modelinin öncülüğünü üstlenebilecek firmalara sahip olunduğunu, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği ile bu alandaki işbirliklerine öncülük etmeye gayret ettiklerini dile getirdi. "Güçlü oyuncu olma hedefi" ESİAD Yönetim Kurulu Başkanı Sibel Zorlu ise konuşmasında savaşlar, bölgesel gerilimler ve yeni güvenlik tehditlerinin dünyada savunma harcamalarını 2,72 trilyon dolar ile rekora taşıdığını belirtti. NATO liderlerinin 2035 yılına kadar savunma harcamalarını artırma konusunda anlaştığına işaret eden Zorlu, AB'nin 150 milyar avroluk savunma planını resmen başlatmasıyla sektörün öneminin katlanarak arttığını dile getirdi. İzmir ve Ege Bölgesi'nin savunma ve havacılık eko-sisteminde güçlü bir potansiyele sahip olduğunu kaydeden Zorlu, "Biz bu temayla hem küresel gelişmeleri iş dünyasının gündemine taşımak hem de bölgemizin bu alanda nasıl daha güçlü bir oyuncu olabileceğini göstermek istiyoru z." dedi. ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Bülent Akgerman ise küresel ekonomide yeni bir denge arayışının bulunduğunu, Türkiye'nin bu dalgaların tam ortasında yol almaya çalıştığını belirterek, "Enflasyonla mücadelenin, finansal istikrar arayışının ve büyüme hedeflerinin kesiştiği bir noktadayız. Güçlü bir Türkiye ancak güçlü bir ekonomiyle, inovasyonla ve girişimcilikle mümkün olur. Bu alan güvenliğimizin yanı sıra ekonomik rekabet gücümüz ve yüksek katma değerli üretimimiz için de önemli bir zemin oluşturmaktadır." diye konuştu. Zirvede Savunma Sanayi Teknolojileri A.Ş, ASELSAN, Roketsan ve TUSAŞ yetkililerinin yanı sıra tedarikçi firmalar HMS Makina, Kaan Makina, BMC Otomotiv, Kale Pratt & Whitney ve MIILUX Türkiye yöneticileri sunum gerçekleştirdi. Zirvenin diğer oturumlarında ise halka arz, alternatif finansman imkanları, birleşmeler, satın almalar ve fon yatırımları hak kında görüş alışverişinde bulunuldu. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

Türkiye’nin Savunma Gücüne Yön Veren Teknolojiler Sahneye Çıktı Haber

Türkiye’nin Savunma Gücüne Yön Veren Teknolojiler Sahneye Çıktı

T.C. İçişleri Bakanlığı, T.C. Milli Savunma Bakanlığı ve T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı’nın destekleriyle Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği - MÜSİAD Ankara Şubesi tarafından organize edilen MRBS, savunma sanayiindeki yerli ve milli üreticilerimizin çözümlerini tanıtma aynı zamanda dost ve müttefik ülkelerle iş birliği fırsatları imkanı sundu. MRBS’nin açışını; T.C. Milli Savunma Bakan Yardımcısı Bilal Durdalı, T.C. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanı Hüseyin Kök, T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker, MÜSİAD Genel Başkanı Burhan Özdemir ve MÜSİAD Ankara Başkanı Fatih Bilal Yülek gerçekleştirdi. Radar teknolojilerinde yaşanan hızlı ilerleme vatan savunmamız için yeni fırsatlar sunuyor T.C. Milli Savunma Bakan Yardımcısı Bilal Durdalı, MRBS’de şunları söyledi: “Askerî Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi, savunma sanayiimizin yükselen gücüyle, adeta eşgüdüm içinde, giderek güçleniyor. Gerek son derece net bir odak noktasına sahip olması gerekse de ilgili literatür ve tartışmaların artmasına katkısı itibariyle bu zirveyi son derece kıymetli bir çalışma olarak görüyorum. Ülkemiz, pek çok farklı risk ve tehdide karşı tüm imkânlarını en verimli şekilde kullanmak durumunda. Bu anlamda sınırlarımızın korunması ve erken uyarı sistemlerinin güçlendirilmesi, sadece askerî bir gereklilik değil, aynı zamanda ulusal güvenliğimizin teminatıdır. Radar teknolojilerinde yaşanan hızlı ilerleme, sınır güvenliği ve vatan savunmamız için yeni fırsatlar sunmaktadır. Yüksek çözünürlüklü izleme sistemleri, insanlı-insansız hava araçlarına karşı etkin çözümler ve yapay zekâ destekli analizler, artık modern güvenlik stratejilerinin ayrılmaz parçaları olmuştur. Bu gelişmeler, sınırlarımızın sadece korunmasını değil aynı zamanda sürekli gözetim ve caydırıcılık fonksiyonlarını da pekiştirmektedir. Özellikle çevre coğrafyamızda vuku bulan hadiseler sınır güvenliğini, gündemimizin önemli bir parçası haline getirmiştir. Sınır güvenliğimiz; karada, denizde ve havada, millî savunma sanayimizin son teknoloji ürünleriyle en üst düzeyde korunmakta olup, ortaya koyduğumuz yüksek etkililik sayesinde bu ürünler pek çok ülkenin dikkatini çekmekte ve uluslararası alanda ilgi görmektedir. Savunma sanayimizin bu tür ihtisas faaliyetlerinde yer alması, bizim Bakanlık olarak özellikle takip ettiğimiz bir husustur. Sahada geleceği şekillendiren yeni teknolojilerle yetenek kazanılmasının, temin ve takibinin sağlanmasının kritik olduğunu düşünüyoruz.Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği ve teşviki ile son yıllarda, bilhassa Savunma Sanayii alanında büyük atılımlar gerçekleştirildi, yerlilik ve millîlik oranımız çok büyük oranda arttı. Gerçekleştirilen politika ve uygulamalar çerçevesinde, ülkenin sivil sektörlerle entegre olmuş, savunma, havacılık ve uzay sanayinin, tedarik makamlarımızca ilan edilen teknoloji alanlarında sürdürülebilir gelişme içerisinde, küresel rekabet gücüne sahip bir sektör konumuna gelebileceğini öngörüyoruz.” “Hayata geçirilen sıkı tedbirlerle, ülkemiz düzensiz göçe hedef ve transit göç rotası olmaktan çıkmıştır” T.C. İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanı Hüseyin Kök ise şunlara dikkat çekti: “Düzensiz göç ile mücadelede, ülke içerisinde yapılan operasyonların yanı sıra, etkili sınır güvenlik tedbirleride büyük bir önem taşımaktadır. Sınır güvenliği dediğimiz bir ülkenin bağımsızlığının, egemenliğinin ve iç istikrarının en temel unsurlarındandır. Sınırlar; milletimizin güvenliğini, refahını ve geleceğini koruyan stratejik hatlarımızdır. Hızla değişen dünyada; terör, düzensiz göç, kaçakçılık ve siber tehditler gibi çok boyutlu riskler ülkeler için birer sıralama oluşturmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın vizyonuyla şekillenen “yerli ve milli savunma sanayi hamlesi” artık sadece bir hedef değil, aynı zamanda somut bir gerçekliktir. Türk silahlı kuvvetlerimiz, emniyet teşkilatımız ülkemiz sınırlarını korumak için 7-24 saat görev yapan İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı olarak biz de sınırlarımızdaki fiziki güvenlik ve teknolojik tedbirleri en üst düzeye çıkarmak için gece-gündüz kararlılıkla çalışmaktayız. Başkanlığımız Sınır Yönetimi Genel Müdürlüğümüzce; sınır güvenliğinde etkinliğin artırılması amacıyla, güvenlik duvarı/fiziki engel sistemi ve devriye yolu, termal kamera, aydınlatma sistemi, gözetleme kulesi, elektro optik kule, keşif gözetleme aracları ve drone başta olmak üzere, teknolojik güvenlik sistemlerinin kurulumuna yönelik birçok önemli yatırım, proje ve faaliyet birlikte hayata geçirilmiştir. Sınır güvenliğinde kullanılan bu teknolojiler ve entegre sistemler, sınır ihlallerini anlık olarak tespit edebilmekte ve güvenlik güçlerine anında müdahale imkânı sunabilmektedir. Bu sayede, sınır güvenliğimiz yüksek bir hassasiyetle sağlanmaktadır. Hayata geçirilen sıkı tedbirlerle, ülkemiz düzensiz göçe hedef ve transit göç rotası olmaktan çıkmıştır. Diğer taraftan risk analizi süreçlerini daha da geliştiriyoruz. UKORAM yani Ulusal Koordinasyon ve Ortak Risk Analizi Merkezi ile Türkiye’nin sınır yönetimi alanındaki kapasitemizi artırıyoruz. Bu zirvede bir araya gelmemizin temel amacı yeni teknolojileri, yeni fikirleri ve yeni iş birliği modellerini konuşmak; daha güvenli bir gelecek için ortak aklı inşa edebilmektir. “ Yeni tehditleri sahadan öğrenip hızla çözüm geliştiriyoruz T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkan Yardımcısı Mustafa Murat Şeker ise MRBS’de şunları söyledi: “7 komşumuz var 3 bin kilometre yaygın kara sınırımız, aynı zamanda 6 bin kilometrenin üzerinde bir kıyı şeridine sahibiz. Ve bir ülkenin yaşayabileceği bütün tehditleri sahada yaşıyoruz. Drone teknolojisiyle artık kritik tesisler de tehdit altında. Tehditler sürekli gelişiyor ve tehdit unsurları da teknolojiden faydalanıyor. Sahada sürekli var olmanız gerekiyor ve yeni teknolojilere yatırım yapmanız gerekiyor. Sahada emniyet güçlerimize ve silahlı kuvvetlerimize bu yeni teknolojileri teslim etmemiz gerekiyor. Sahaya koyduğumuz çözümlerin ve teknolojilerin maliyet-etkin olması da çok önemli. Sahada olmamız, sahadaki bilgi akışında bizi çok avantajlı kılıyor. Yeni tehditleri sahadan çok hızlı öğreniyor, bu da bizim yeni teknoloji geliştirmemize fırsat sağlıyor. Bu tarz güvenlikle ilgili projelerimizde daha çevik yaklaşımlara geçmiş durumdayız. Silahlı kuvvetlerimizle beraber sahadan ihtiyaçları alıp firmalarımızla birlikte çözümleri geliştirme, oluşturulan prototipleri de sahaya götürüp deneyerek aslında uygulamaya başladığımız bir modeli işletiyoruz ki bu artık kaçınılmaz. Çünkü sahadaki tehdit değişimiyle klasik yaklaşımlarla mücadele etmememiz gerekiyor. Geçen ay içerisinde 200 km’lik sismik sensörlerden, drone’lardan ve elektronik sistemlerden oluşan bir sistemi sahaya kurduk ve emniyet güçlerimizin kullanımına sunduk. Tabii burada sahaya sunduğumuz ürün sayısı arttıkça bunların entegre olması ve beraber çalışması önem arz etmeye başlıyor. Müşterek Resim adlı projemizi de bu adla yürütüyoruz. Tüm sistemleri aynı anda yürütmek için birbirine entegre ediyoruz. Bir diğer önemli unsur da yapay zekayı sahada kullanıyoruz. Kullanıcılarımızın hayatını kolaylaştıracak çözümleri de yapay zekayla getiriyoruz. Sensörlerimiz çok fazla sürekli veri akıyor ve görüntü geliyor ancak operatörlerin saatlerce bunları izlemesi ve onlardan bir tehdit görmesi artık belli bir süre sonra zorlaşıyor. İşte burada nesne tanıma gibi çözümler oluşturuyoruz. Olay tahmini gibi oto-optimizasyon gibi yapay zekayla ilgili unsurları da sahaya kurmaya devam ediyoruz. Yine geniş alan gözetlemeyle ilgili yeni kurduğumuz bir sistemle 38 km’lik bir alanın tüm verilerini toplayabiliyoruz. Balon sistemleri kurduk sahaya denemeler yapıyoruz. Yine önemli bir diğer projemiz MÜB Projesi, yıllar içerisinde yüze yakın Modüler Üs Bölgeleri kurduk ve bunların terörle mücadelede bize çok fayda sağladığına inanıyorum. Bu bizim bölgede alan hakimiyetini ele geçirmemizi sağladı. Kıyılarımıza yönelik de birçok proje hayata geçirdik, Sahil Güvenlik Komutanlığımızın ihtiyaçlarına yönelik İnsansız Deniz Araçlarını - İDA da yakın zamanda sahaya vermiş olacağız. Bir taraftan da İnsansız Kara Araçlarımız (İKA) var. Bunlar depremde kurtarma faaliyetlerin de bile kullanıldı. Şimdi sahada farklı görevler alacak İKA’larımız da yavaş yavaş envantere giriyor. Özellikle değişik konseptler altında İKA’larımız kullanılacak, ana konseptlerden biri sınırda devriye görevi olacak. İKA’lar hem personelin can güvenliği hem de uzun süre orada kalması yerine İKA’lar bu görevi üstlenecek.” “Savunma sanayiinde yerlilik, Türkiye’nin stratejik bağımsızlık sigortasıdır” MÜSİAD Genel Başkanı Burhan Özdemir: “Askeri Radar ve Sınır Güvenliği Zirvesi – MRBS, yalnızca bir ihtisas etkinliği değil; Türkiye’nin stratejik vizyonunun ve yerli üretim kararlılığının sahneye çıktığı bir buluşmadır. Savunma sanayiinde yerlilik, Türkiye’nin stratejik bağımsızlık sigortasıdır. Bugün Türkiye, savunma sanayinde dünyada kendi ekosistemini kurabilen az sayıdaki ülkeden biri haline gelmiştir. Türkiye, son 20 yılda savunma sanayisinde yaptığı atılımlarla bu alandaki dışa bağımlılığı önemli ölçüde azaltmış ve yerlilik oranını yüzde 80 seviyelerine dek çıkarmıştır. Bu sayededir ki, ürettiğimiz İHA ve SİHA’lar, milli yazılımlar, zırhlı araçlar ve savunma teknolojileri ile günümüzde sadece bölgesel değil, küresel ölçekte güç sahibi olan bir aktör haline geldik. Türk savunma sanayiinin imzası, Afrika’dan Asya’ya, Balkanlar’dan Orta Doğu’ya kadar 180’den fazla ülkeye ulaşmış durumdadır. Sadece 2025’in ilk sekiz ayında 5,4 milyar doları aşan ihracat rakamı, bu yükselişin en somut göstergesidir. Bu başarılar, yalnızca savunma alanında değil, ekonomide de büyük bir dönüşümün kapısını aralamıştır bizlere... Savunma sektörü; imalat sanayisinden yazılıma, lojistikten enerjiye kadar birçok sektörü doğrudan etkileyen bir kaldıraç görevi görmektedir. Bu nedenle, savunma sektörüne yapılacak her bir yatırım, esasen ülkemizin ekonomik bağımsızlığına da yapılmış olacaktır." Özdemir sözlerine şöyle devam etti: “Bugün MÜSİAD çatısı altında savunma alanında üretim yapan yüzlerce üyemiz var. KOBİ ölçeğinden sanayi devlerine kadar geniş bir ekosistemin parçasıyız. Bu ekosistem, büyük ana yüklenicilerle entegre çalışan bir milli tedarik zinciri anlamına geliyor. Her bir KOBİ’miz, mühendisinden teknisyenine, yazılım geliştiricisinden malzeme üreticisine kadar bu zincirin stratejik bir halkasıdır. Biz bu süreci, “yerli üretim” kavramını bir slogan olarak değil, Türkiye’nin geleceğini inşa eden bir sorumluluk olarak görüyoruz. Bugün sınırlar sadece haritalarda çizilmiyor; siber uzayda, verilerde, algoritmalarda yeniden tanımlanıyor. Güvenliğin yeni boyutu, bilgiyle başlıyor; yazılımla, yapay zekâyla ve dijital sistemlerle korunuyor. Bu nedenle MRBS 2025’te yapay zekâ destekli radar sistemleri, siber güvenlik çözümleri, yüksek performanslı haberleşme teknolojileri ve enerji verimli savunma altyapıları ön planda olacak.” Ülkemizin milli savunma kapasitesine katkı sağlamayı asli görevlerimizden biri olarak görüyoruz Zirve’nin açışında konuşan MÜSİAD Ankara Başkanı Fatih Bilal Yülek, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarını hatırlatarak, “Türkiye’ye insani sebeblerle olduğunu söyleyerek ambargo uygulayan Batılı ülkeler her türlü silahı İsrail’e tedarik etmek konusunda tereddüt etmedi. Bunlar da bize göstermektedir ki devletimizin ekonomik ve askeri gücünün savunma sanayii ile de desteklenmesi bir zaruriyettir. MÜSİAD Ankara olarak 2018 yılından bu yana bu zirveyi düzenliyor olmamız, aslında bu bakışın ve kararlı bir mücadelenin ürünüdür. Bizler, sadece ticareti değil, aynı zamanda ülkemizin güvenlik ihtiyaçlarına, stratejik hedeflerine ve milli savunma kapasitesine katkı sağlamayı asli görevlerimizden biri olarak görüyoruz” diye konuştu. Yülek sözlerine şöyle devam etti: “Sınır güvenliği artık yalnızca ülkelerin sınır hatlarını fiziki olarak korumakla sınırlı değildir. Küresel ölçekte göç hareketleri, terör örgütlerinin faaliyetleri, organize suç ve kaçakçılık şebekeleri, hibrit savaş yöntemleri ve siber tehditler gibi çok boyutlu riskler, sınır güvenliğini uluslararası bir mesele haline getirmiştir. Gelecek on yıllar, güvenlikte teknoloji üstünlüğünün belirleyici olacağı yıllar olacaktır. Savaş ve güvenlik alanında klasik yöntemlerin yerini; insansız sistemler, yapay zekâ tabanlı karar destek mekanizmaları, uzay tabanlı izleme ve erken uyarı sistemleri alacaktır. Türkiye bu süreçte, güçlü bir vizyonla ilerlemek zorundadır. Bizler de iş dünyası temsilcileri olarak, ülkemizin bu vizyona katkı sunmaya devam edeceğiz.” Yerli ve milli teknolojilerin sergilendiği MRBS’de, T.C. İçişleri Bakanlığı ve T.C. Milli Savunma Bakanlığı’nın standları yer alacak. Ayrıca TUSAŞ, Sinerji Yüksek Teknoloji A.Ş., AVAS Metal, BMC, ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN, STM, ASFAT, Meteksan Savunma, FOTONİKS, Gürbağ Savunma gibi savunma sanayisinin güçlü temsilcileri yerini aldı. Kaynak: (KAHA) Kapsül Haber Ajansı

TUSAŞ Endonezya’ya 48 Adet KAAN Savaş Uçağı Satışı İçin Anlaşma Sağladı Haber

TUSAŞ Endonezya’ya 48 Adet KAAN Savaş Uçağı Satışı İçin Anlaşma Sağladı

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), uluslararası alanda stratejik bir başarıya imza attı. Endonezya’da düzenlenen INDO Defence 2025 fuarında Türkiye tarafından millî imkanlarla tasarlanan, geliştirilen ve üretilen Millî Muharip Uçak KAAN’ın Endonezya’ya satışına yönelik anlaşma sağlandı. Anlaşma kapsamında, 48 adet KAAN 5. Nesil Savaş Uçağı Endonezya’ya teslim edilecek. 11 Haziran tarihinde Jakarta’da gerçekleştirilen imza törenine Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto, Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, Endonezya Savunma Bakanı Sjafrie Sjamsoeddin, TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Cihad Vardan, Milli Savunma Bakan Yardımcısı ve TUSAŞ Yönetim Kurulu Başkanvekili Şuay Alpay ve TUSAŞ Genel Müdürü Dr. Mehmet Demiroğlu katıldı. Atılan imzalar kapsamında 48 adetlik Millî Muharip Uçak KAAN’ın teslimatı 120 ay içerisinde gerçekleşecek. Teslim edilecek KAAN uçaklarında ise millî imkanlarla üretilecek motor yer alacak. Bu anlaşma, sadece Millî Muharip Uçak KAAN’ın teslimatını değil; Endonezya’ya havacılık alanında teknoloji transferini de kapsayacak. Türkiye ve Endonezya gerçekleştireceği stratejik iş birliğiyle bilgi paylaşımını ve yerel kabiliyetlerin geliştirilmesini de hedefleyecek. Öte yandan anlaşmayla birlikte KAAN’ın üretiminde Endonezya’nın sahip olduğu yerel kabiliyetlerden yararlanılacak. KAAN’ın Endonezya’ya satışına yönelik ilk duyuruyu Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan yaptı. Erdoğan, “Yerli ve millî savunma sanayimizin kaydettiği gelişimi ve ulaştığı noktayı gözler önüne seren bu anlaşmanın Türkiye ve Endonezya için hayırlı olmasını temenni ediyorum. Anlaşmanın huzurunda imzalandığı kıymetli mevkidaşım, Endonezya Cumhurbaşkanı Prabowo Subianto’ya selam ve teşekkürlerimi iletiyorum. Savunma Sanayii Başkanlığımız ve TUSAŞ başta olmak üzere KAAN’ın üretiminde ve Türkiye tarihinin bu rekor ihracat sözleşmesinin imzalanmasında emeği geçen tüm kuruluşlarımızı tebrik ediyorum” ifadelerini kullandı. KAAN: Türkiye’nin 5. Nesil Savaş Uçağı KAAN, Türk mühendisliğinin geldiği en üst noktayı temsil eden, 5. nesil çok rollü savaş uçağıdır. Yüksek manevra kabiliyeti, düşük radar görünürlüğü (stealth), yapay zekâ destekli aviyonikleri ve ağ destekli harp yetenekleriyle dikkat çekmektedir. Hava-hava ve hava-yer görevlerinde üstün başarı sağlaması hedeflenen KAAN, aynı zamanda Türkiye’nin savunma alanındaki tam bağımsızlık vizyonunun simgesidir. İlk uçuşunu 21 Şubat 2024 tarihinde başarıyla gerçekleştiren KAAN, bu tarihi adımıyla Türk havacılığı açısından yeni bir dönemi başlatmıştır. 6 Mayıs 2024’te ise KAAN gök vatan ile ikinci kez bir araya gelmiştir. Millî Muharip Uçak KAAN projesinin ilerleyen aşamalarında ise uçağa millî motorun entegrasyonu ile KAAN’ın tamamen millî hâle getirilmesi ve ihracat potansiyelinin daha da arttırılması hedeflenmektedir.

TUSAŞ ve Airbus’tan Jet Eğitim Uçağı Programı İçin Stratejik İş Birliği Haber

TUSAŞ ve Airbus’tan Jet Eğitim Uçağı Programı İçin Stratejik İş Birliği

Airbus liderliğindeki İspanyol sanayi şirketleri ile Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ), İspanyol Hava ve Uzay Kuvvetleri envanterindeki F-5M eğitim uçaklarının yerini almayı hedefleyen “Gelişmiş Jet Eğitim Uçağı, Entegre Eğitim Sistemi – Muharip (ITS-C)” programı kapsamında iş birliği fırsatlarını belirlemek ve geliştirmek amacıyla bir Mutabakat Zaptı imzaladı. Bu iş birliği, Airbus’ın tasarım, üretim, hizmet desteği ve eğitim konularındaki uzmanlığını; TUSAŞ’ın gelişmiş kabiliyetlere sahip, tek motorlu, iki kişilik, süpersonik jet eğitim uçağı olan HÜRJET’in yenilikçi tasarımıyla bir araya getirecek. TUSAŞ ile Airbus arasında daha önce olası sanayi iş birliğine yönelik çalışmaların başlatılmasını hedefleyen bir mutabakat zaptı imzalanmıştı. Bu mutabakat zaptının devamı niteliğinde taraflar bu sefer İspanyol sanayi şirketlerinin de katılımıyla İspanya’nın başkenti Madrid’de düzenlenen FEINDEF fuarında yeni bir mutabakat zaptı için bir araya geldi. Anlaşma, TUSAŞ tarafından millî imkanlarla geliştirilen HÜRJET Jet Eğitim Uçağı’nın İspanyol entegre eğitim sistemine dahil edilmesini amaçlanırken İspanyol sanayisinin de güçlendirilmesini hedefliyor. İmzalanan mutabakat zaptı, Türkiye ve İspanya arasındaki savunma bağlarını kuvvetlendirmeyi, İspanyol Hava Kuvvetleri’nin modern eğitim uçaklarına yönelik artan operasyonel ihtiyaçlara yanıt verilmesini amaçlıyor. TUSAŞ, sabit ve döner kanatlı hava platformlarından insansız hava araçları ve uzay sistemlerine kadar entegre havacılık ve uzay sanayi sistemlerinin tasarım, geliştirme, modernizasyon, üretim, entegrasyon ve yaşam döngüsü destek süreçlerinde 4 milyon metrekare açık, 710 bin metrekare kapalı alanda 16 bin çalışanı ile hizmet vermeye devam ediyor. Türkiye’nin teknoloji merkezi konumunda olup; havacılık, uzay ve savunma sanayiinde küresel oyuncular arasında yer almaktadır. Jet Eğitim Uçağı HÜRJET TUSAŞ mühendisleri tarafından tasarlanan ve geliştirilen HÜRJET Jet Eğitim Uçağı, yüksek performansı ve gelişmiş aviyonik kabiliyetleri sayesinde 5. nesil savaş uçakları için pilot yetiştirilmesinde kritik bir rol oynamaktadır. 5. nesil savaş uçaklarına geçiş süresini en aza indirmek için tasarlanmış kullanıcı arayüzü (HMI) sayesinde, süpersonik bir ileri jet eğitim uçağı olan HÜRJET, eskiyen eğitim uçaklarının yerini alacak ve genç pilotları modern savaş uçaklarının zorluklarına hazırlayacak ideal bir eğitim çözümü olacaktır. Ses hızını aşarak süpersonik hıza ulaşan HÜRJET Jet Eğitim Uçağı, maksimum 1,4 Mach hıza ulaşmayı hedeflemektedir. Özellikle, HÜRJET’i üstün bir eğitim verimliliği seviyesine taşıyan, Gömülü Eğitim Sistemi ile Kara Tabanlı Eğitim Sistemlerinden oluşan bağlantılı eğitim mimarisiyle geliştirilen son teknoloji HÜRJET Eğitim 360 Sistemi dikkat çekmektedir. Akıllı tek motorlu konfigürasyonu sayesinde daha az yakıt tüketimi, daha kolay ve hızlı bakım, daha az yedek parça kullanımı sağlamaktadır.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.