Hava Durumu

#Ulaştırma Ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu

Kapsül Haber Ajansı - Ulaştırma Ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ulaştırma Ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Yerli havacılık teknolojisiyle 2,5 milyon Euro tasarruf Haber

Yerli havacılık teknolojisiyle 2,5 milyon Euro tasarruf

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, hava trafik kontrolünü dijital hale getiren yerli ve milli Elektronik Uçuş Stribi ve Dijital Hava Trafik Kontrolörü Kalkış Müsaadesi (EFS/DCL) Sistemi’nin Devlet Hava Meydanları İşletmesi ve TÜBİTAK iş birliğiyle geliştirildiğini belirtti. Uraloğlu, “Milli Hava Trafik Kontrolü (ATC) Ar-Ge Projesi kapsamında hayata geçirilen sistem hava trafik kontrol hizmetlerinde büyük kolaylık sağlayarak işlemleri dijital hale getiriyor.” ifadelerini kullandı. Kağıt Stribin Yerini Elektronik Strip Aldı Bakan Uraloğlu, EFS/DCL Sistemi’nin hava trafik kontrolörlerinin uçuşları elektronik ortamda yönetmesine olanak tanıdığını belirtti. Bu sayede, kâğıt striplerin yerine elektronik veri kullanılarak hata payının azaldığını, süreçlerin hızlandığını ve uçuşların daha emniyetli hale geldiğini ifade eden Uraloğlu açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “EFS ile kâğıt striplerin yerini alarak uçuş bilgilerinin elektronik ortamda takibini ve kaydını da sağlayan sistem sektörler arası transferine de imkân sağlıyor. Pek çok otomasyonu da beraberinde getirerek hava trafik kontrolörlerinin iş yükünü hafifletiyor, insan hatasını asgariye indirerek operasyonun emniyetini artırıyor. Dünyada, yalnızca söz konusu sistemde bulunan görerek uçuş şartlarındaki uçuşların bilgilerinin işlenmesinde de tam kontrol sunuluyor. Bu sayede operasyon verimliliği de üst düzeye taşınıyor.” Kalkış İzni Dijital Ortama Taşındı Bakan Uraloğlu, hem zamandan kazanç sağlandığını hem de daha emniyetli bir operasyon yürütülmesine katkıda bulunulduğunu belirterek “DCL fonksiyonu ile pilotlarla kule arasındaki telsiz trafiğini azaltarak iletişimi daha hızlı ve güvenli hale getiriyor. Sistem sayesinde gerekli teknik altyapıya sahip uçaklar kontrolör müsaadesini sesli komut yerine dijital ortamda alabiliyor. Böylece telsiz kullanımına olan ihtiyaç azalıyor, iletişim hatalarının önüne geçiliyor ve uçuş operasyonları daha güvenli hale geliyor.” 29 Havalimanında Aktif Olarak Kullanılıyor Sistemin hizmete alındığı 2022 yılından bugüne kadar 29 havalimanına yaygınlaştırıldığını belirten Uraloğlu, “Sistem, özellikle Antalya, Milas Bodrum, Muğla Dalaman, Ankara Esenboğa ve İzmir Adnan Menderes gibi trafiğin yoğun olduğu havalimanlarında büyük kolaylık sağlıyor. Hava trafik yönetiminde süreçleri hızlandıran sistem, kontrolörlerin iş yükünü hafifletirken, uçuşların daha düzenli bir şekilde gerçekleştirilmesine katkı sunuyor. Hava Trafik Kontrolörlerinin yeni uçuş rekorları kırmasına yardımcı oluyor. Önümüzdeki süreçte diğer havalimanlarımızda da yaygınlaştıracağız.” dedi. 2,5 Milyon Euro Tasarruf EFS/DCL Sistemi’nin milli imkanlar ile üretildiğini vurgulayan Bakan Uraloğlu, “Operasyonel verimliliğin artırılmasının yanı sıra yerli havacılık teknolojisiyle ürettiğimiz sistem ile 2022 yılından bu yana 2,5 milyon Euro tasarruf sağladık.” dedi. Bakan Uraloğlu,  sistemin sadece Türkiye’de değil, uluslararası havacılık sektöründe de rekabet edebilecek seviyeye ulaştığını ve önümüzdeki süreçte farklı ülkelere ihraç edilmesiyle ekonomik kazanç elde edileceğini belirtti.

İstanbul’a 448 Yeni Radyo Frekansı Haber

İstanbul’a 448 Yeni Radyo Frekansı

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, 13 Şubat Dünya Radyocular Günü’nde Dijital Radyo Yayıncılığı Lansman Töreni’nde konuştu. Bakan Uraloğlu, Türkiye’de ilk defa Dijital Ses Yayını Plus (DAB+) teknolojisine geçiş yaptıklarını ifade ederek, “Dijital Yeni Nesil Radyo yayıncılığıyla yepyeni bir dönemi başlatmanın gururunu sizlerle paylaşıyoruz.” ifadelerini kullandı. “Bu Şarkı Burada Bitmez” Sözlerine tüm radyocuların Dünya Radyocular Günü’nü tebrik ederek başlayan Uraloğlu, “Hiç şüphesiz milyonlarca insanın hayata bakışını değiştiren radyo, 19. yüzyılın en önemli buluşlarından birisiydi. Türkiye de radyo ile ilk tanışan ülkelerden biri oldu. 1927’de Sirkeci'de Büyük Postane'nin bodrum katında başlayan radyo serüvenimiz 98 yıldır kesintisiz olarak devam ediyor.” dedi. 1927'deki ilk yayının ardından, telsiz sistemlerinin kurulması ile ilk defa 1932 yılında radyo yayının evlere ulaştığını anımsatan Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: “O günden bugünlere de bazen memleket yolunda, bazen evlerimizde ev işi yaparken ya da bahçede çalışırken bizlere eşlik ederek hayatımızın bir parçası oldu. Radyo yayınları, 1964’te Türkiye Radyo Televizyon Kurumu’na devredilerek, başlangıçta yalnızca bir eğlence aracıyken, zamanla kültür ve sanatın geliştirilmesi, milli bilincin aşılanması gibi önemli rolleri de üstlenmeye başladı.” Radyonun gücünü dahi iyi anlatmak adına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile duayen radyocu Mehmet Akbay namı diyar Gezegen Mehmet’in anılarından bahseden Bakan Uraloğlu, “Sayın Cumhurbaşkanımızın 1999 yılında haksız bir şekilde hapse girdiği dönemde televizyonlar belli medya gruplarının kontrolünde olduğu için Gezegen Mehmet bu haksızlığa karşı radyonun gücünü kullanarak Sayın Cumhurbaşkanımıza destek amacıyla yaklaşık 1 milyon kişiyi Kazlıçeşme Meydanı’nda bir araya getirdi.” dedi. Uraloğlu, o konserin bir nevi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a veda konseri olduğunu anlatarak “Rahmetli İbrahim Erkal, Ferdi Tayfur, Ahmet Kaya kimler kimler yoktu ki o konserde. Milyonlar Sayın Cumhurbaşkanımızı cezaevine yolcu etti. Dönemin gazeteleri ‘Artık Muhtar Bile Olmaz’ diye başlıklar atarken, o radyosundan ‘Muhtar Olamayabilir Ama O Gönüllerin Başkanı’ diyerek bu sloganı milyonların diline doladı. Cezaevine girmeden bir gece önce o dönem radyodaki Dua Gecesi Programına Sayın Cumhurbaşkanımızı telefonda konuk aldı. Cumhurbaşkanımızın ceza evine girmeden önce kendi sesiyle bir plak şirketinde doldurduğu ancak yayınlamadığı ‘Bu Şarkı Burada Bitmez’ adlı şiir albümünden Zindandan Mehmet’e Mektup adlı şiiri dinleterek bu albümün yayınlanması hususunda Sayın Cumhurbaşkanımızı ikna etti. İşte tüm bunlardan radyonun ne kadar güçlü ve etkili bir medya mecrası olduğunu çok iyi anlıyoruz.” diye konuştu. Kendi hatıralarından da söz eden Bakan Uraloğlu, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nı radyodan dinlediklerini de anlatan Bakan Uraloğlu, radyonun kulağa hitap eden bir yayın organı olarak hayal gücünün gelişmesine de büyük bir katkı sunduğunu ifade etti. Bakan Uraloğlu, “Radyoculuk bir anlamda da hayal gücünü destekliyordu ve sizin hayal kurmanıza müsaade ediyordu. Bu anlamda da gerçekten ayrı bir yeri var ve bu hani hiçbir zaman eskimeyecek diye düşünüyorum.” dedi. DAB+ Net Bir Ses Deneyimi Sunuyor Bakan Uraloğlu, dünyanın dijitalleşmesiyle birlikte iletişim ve medya mecraları da hızla değişim geçirirken, radyo yayınlarının da bu değişimden etkilendiğini vurgulayarak “Radyoda daha iyi ses kalitesi ve daha fazla kanal kapasitesi elde etmek için dijital radyo yayıncılığı (DAB) keşfedildi. Ancak bu ilk girişimler, zamanla gelişim göstererek daha da gelişti ve Dijital Yeni Nesil Radyo (DAB+) halini aldı.” ifadelerini kullandı. Yüzde 90 Oranında Enerji Tasarrufu DAB+’nın, parazitlerden arındırılmış net bir ses deneyimi sunan ve aynı frekansta birden fazla radyo kanalını barındırabilme kapasitesiyle frekans verimliliğini arttıran bir teknoloji olduğunu belirterek açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Ayrıca, metin, görüntü ve canlı trafik bilgileri gibi ek içerikler sunarak, dinleme deneyimini de zenginleştiriyor. Bu sayede, kullanıcılar sadece müzik ve konuşma değil, aynı zamanda faydalı bilgi akışına da erişebiliyor. DAB+'nın en önemli avantajlarından biri de analog sistemlere göre enerji verimliliği ve sürdürülebilirlik sunması. 16 yayını tek bir frekans ve tek bir vericiyle iletebiliyor ve toplam enerji tüketimi sadece 12,2 kilovat. Analog FM vericiler ise her yayın için ayrı bir frekans ve verici kullanır. 16 yayın için toplam enerji tüketimi 128 kilovattır.” Söz konusu durumun yüzde 90 oranında enerji tasarrufu sağlarken, karbon emisyonlarını da önemli ölçüde azaltarak çevre dostu bir yayıncılık imkanı sunduğunu açıklayan Uraloğlu, “Yani, dinleyiciler, zengin içerik alternatifleri ve daha net ses kalitesi ile keyifli bir dinleme deneyimi yaşarken, yayıncılar da kaynaklarını daha verimli kullanabiliyor. Bugün biz de DAB+ yayınlarımızı başlatarak Türkiye'nin yayıncılık ve iletişim tarihinde yeni bir dönüm noktasına şahitlik ediyoruz.” dedi. Bakan Uraloğlu, bunun sadece bir teknolojik gelişme değil, aynı zamanda kültürel ve sosyal hayatı da derinden etkileyecek bir yenilik olduğunu belirterek “Elbette bu kadar büyük bir adımı deniz seviyesinden 587 metre yüksekliği ile Avrupa'nın en yüksek kulesi olan ve 100 FM radyo yayınını tek bir noktadan yapabilen Çamlıca Kulesi’nde atıyor olmamız da tesadüf değildir.” açıklamasında bulundu. DAB+ ile İstanbul 448 Yeni Frekans Kazandı 2018 yılında hizmete açılan Çamlıca Kulesi sayesinde dünyada ilk defa bir haberleşme kulesinden aynı anda 100 adet FM radyo yayını yapabilme kapasitesiyle Türkiye’nin yayıncılık alanında dünya çapında bir ilke imza attığını hatırlatan Uraloğlu, “Şimdi DAB+ teknolojisi ile Radyo Yayıncılığımıza yeni bir soluk getiren, sadece bugünü değil, geleceği de şekillendirecek bir yeniliği daha Çamlıca Kulemizde hayata geçirerek hep birlikte, bu heyecan verici değişimin bir parçası olmanın gururunu yaşıyoruz.” şeklinde konuştu. An itibarıyla İstanbul'da boş FM frekansı bulunmadığının altını çizen Uraloğlu, “Ama artık DAB+ yayınlarına başlamamızla bu durumu ortadan kaldırdık. Bu yeni teknoloji sayesinde gelen taleplere göre 448 yeni frekans sağlayabileceğiz. Şimdiden kamu ve özel olmak üzere 12 radyo kanalımız bu yeni teknoloji ile hizmete başlıyor. Özellikle bugünkü tanıtım törenimizden sonra sunduğu hizmet kalitesi ve enerji tasarrufu avantajı sayesinde bu teknolojiden faydalanmak isteyen radyo kanallarımızın sayısının katlanarak artacağına inanıyoruz. Radyodan kristal netliğinde bir ses deneyimi yaşayacağız.” diye konuştu. DAB+ Eğitim için de Önemli Bir Kaynak Olacak Dijital Yeni Nesil Radyoculuğu yalnızca bir radyo yayını teknolojisi olmadığını söyleyen Uraloğlu, radyo yayıncılığının internet ve mobil kablosuz teknolojilerle bütünleşerek, dinleyicilere daha interaktif ve erişilebilir içerikler sunma potansiyeline sahip olduğunu ifade etti. Bakan Uraloğlu ayrıca, gelişmiş veri hizmetleri ve çok yönlü yayın formatları ile DAB+’nın, gelecekte yalnızca müzik ve haber kaynağı değil, aynı zamanda eğlence ve eğitim için de önemli bir araç olabileceğinin altını çizdi. Bakan Uraloğlu, bu gelişmelerin dijital yeni nesil radyoculuğu medya dünyasında vazgeçilmez bir oyuncu haline getireceğini de belirterek “Hatta, DAB+ teknolojisi, savunma sanayinde de birçok faydaya imkan sağlamaktadır. Geniş kapsama alanı, istikrarlı yayın akışı ve yüksek veri iletimi kapasitesi sayesinde pasif radar sistemleri için en uygun teknolojilerden biridir. Bu noktada da savunma sanayi paydaşlarımızla ortak çalışmalara başladığımızı belirtmek istiyorum.” diye konuştu. Çamlıca Kulesiyle Elektromanyetik Alan Değerinde 15 Kat İyileşme Sağlandı Çamlıca Kulesi’nin lale formunda inşa edildiğine dikkat çeken Bakan Uraloğlu, kulenin Çamlıca tepelerinde dağınık halde bulunan 33 adet demir yığınını ortadan kaldırdığını, doğaya entegre olan modern estetik tasarımıyla İstanbul’a yakışan bir simge yapı olduğunu ifade etti. Kule’nin 369 metre uzunluğu ve 587 metre deniz seviyesinden yüksekliği ile Avrupa'nın en yüksek kulesi olma unvanına sahip olarak toplamda 49 kat ile İstanbul’un siluetine modern bir dokunuş yaptığını anlatan Uraloğlu, “39. ve 40. katlardaki seyir teraslarından tarihi yarımada, Boğaz Köprüleri, Çamlıca Camisi, Adalar'ın da aralarında bulunduğu İstanbul'un muazzam manzarasını seyretme imkanı sunuyor. Bugün, Çamlıca Kulemiz yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağı haline gelerek, şehre gelen herkesin mutlaka ziyaret etmek istediği bir cazibe merkezi oldu. Her geçen gün artan bir ziyaretçi akınına uğruyor ve açıldığı günden bu yana yaklaşık 2.2 milyon kişi ziyaret etti.” dedi. Ayrıca Çamlıca Kulesi’nin çoğu kişinin bilmediği çok önemli bir katkısı daha olduğuna vurgu yapan Bakan Uraloğlu, “Kaldırılan 33 antenin yaydığı elektromanyetik alan değerini Avrupa standardının bile üçte birine indirerek bölge sakinlerine daha sağlıklı bir yaşam sunduk. Çamlıca Kulesi sayesinde bölgede ölçülen elektromanyetik alan değerinin 39 Volt/metre seviyesinden Avrupa Birliği için kabul edilebilir eşik değer olan 6 Volt/metre seviyesinden de aşağı çekerek 2,5 Volt/metre ye indirdik. Yani yaklaşık 15 kat iyileşme sağladık.” dedi. Bakan Uraloğlu, konuşmasının ardından dijital radyo yayıncılığının başlangıç startını butona basarak verdi.  Uraloğlu yaptığı açıklamada, “Bugünü beraberce yaşamış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Radyoculuğun sürekli devam edeceğine inanıyorum. Çok daha net, parazitsiz, sesle beraber görsellerin de aktarıldığı DAB+ ülkemiz ve insanımız için hayırlı olsun.” ifadelerini kullandı.

İstanbul’da Yaşayan 3,1 Milyon Kişi Daha Raylı Sistem Ağına Ulaşacak Haber

İstanbul’da Yaşayan 3,1 Milyon Kişi Daha Raylı Sistem Ağına Ulaşacak

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Halkalı-Ispartakule Hızlı Tren Hattı TBM-2 Işık Görme Töreni’nde konuştu. Bakan Uraloğlu, sabah Çamlıca Kulesi’nde hizmete başlayan, Dijital Yeni Nesil Radyo yayıncılığıyla İstanbul’da yaşayan yaklaşık 16 milyon vatandaşla 448 yeni radyo frekansı müjdesini paylaştıklarını anımsattı. Uraloğlu, şimdi de Halkalı, Ispartakule, Esenyurt ve Bahçeşehir semtlerinde ikamet eden vatandaşları doğrudan ilgilendiren Halkalı-Ispartakule Hızlı Tren Hattı üzerindeki TBM-2 Tüneli’nin ışık görme törenini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını ifade etti. Kasım 2024’te söz konusu hat üzerindeki TBM-1 Tünelinin kazı çalışmalarını tamamladıklarını anımsatan Uraloğlu, “Törende en kısa sürede TBM-2 Tünelindeki kazı çalışmalarını da bitireceğimizi söylemiştik. Sözümüzü tuttuk ve 3 ay içerisinde kazı çalışmalarımızı tamamlayarak hattımız üzerinde TBM ile yapılacak tüm çalışmaları sonlandırmış olduk.” diye konuştu. Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren Hattı ile Kapasite 4 Kat Artacak Bakan Uraloğlu, Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren Hattı’nın 153 kilometrelik Kapıkule-Çerkezköy etabı, 67 kilometrelik Çerkezköy-Ispartakule etabı ve 8.4 kilometrelik Ispartakule-Halkalı etabı olmak üzere 3 etaptan oluştuğunun altını çizerek, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Tüm etapların tamamlanmasıyla; mevcut hat kapasitesini 4 kat arttırmayı, yolcu seyahat süresini 4 saatten 1,5 saate, yük taşıma süresinin ise 8,5 saatten 3,5 saate düşürmeyi planlıyoruz. Hattımız tamamlandığında yıllık 2,7 milyon yolcu ile 33,5 milyon ton yük taşıma kapasitesine sahip olacak.” TBM-2 Tüneli’nin Kazı Çalışmaları Tamamlandı Halkalı-Ispartakule etabında; 6,4 kilometre çift tüp TBM tüneli, 634 metre uzunluğunda 2 adet aç-kapa tünel ve 1,38 kilometre açık hat olmak üzere zemin iyileştirmeleri dâhil 8.4 kilometre uzunluğunda yeni hızlı tren hattının tamamının altyapı, üstyapı, elektrifikasyon, sinyalizasyon ve telekomünikasyon imalatlarını yaptıklarını ifade eden Uraloğlu, “Projemiz kapsamında giriş noktası olan Halkalı kesiminde TBM portal imalatlarını tamamladık. Çıkış portal yapısında kazı çalışmalarında sona yaklaştık. Bugün itibariyle de TBM makinalarıyla kazıları yapılan 6.4 kilometre uzunluğundaki çift tüplü tünelimizden arkamda gördüğünüz TBM-2 Tüneli’ndeki kazı çalışmalarımızı tamamlayıp ışık görme aşamasına gelmenin mutluluğunu yaşıyoruz.” diye konuştu. Etap Genelinde Yüzde 79 İlerleme Sağlandı TBM-1 tünelindeki kazı çalışmalarını bitirdiklerini anımsatan Bakan Uraloğlu, “Şimdi TBM-2 tünelimizdeki çalışmaları da bitirdik ve TBM kazılarını tamamlamış olduk. Halkalı-Ispartakule etabımız genelinde ise yüzde 79 ilerleme sağladık ve çalışmalarımızı bu yıl sonunda bitirmeyi hedefliyoruz. Çalışmalarımız tamamlandığında Ispartakule’den devam edecek 67 kilometrelik hatla, İstanbul'u mevcut Halkalı İstasyonu'ndan yolcu ve yük hizmetlerini sağlayacak şekilde Çerkezköy ilçesine oradan da Kapıkule Hattı’na entegre edeceğiz.” dedi. Halkalı-Ispartakule Hızlı Tren Hattı’nın ulusal demiryolu ağının önemli bir parçasını oluşturacağı gibi Marmaray’ın devamı olarak Halkalı’dan sonrası için bir banliyö hattı gibi de çalışacağını anlatan Bakan Uraloğlu, “Açtığımız tüneller ile Halkalı’dan Ispartakule’ye ulaşarak Ispartakule ile hinterlandındaki Esenyurt ilçesi ve Bahçeşehir semtindeki vatandaşlarımız İstanbul'un raylı sistem ağına kavuşacak. Böylece, özellikle işe gidiş ve işten çıkış saatlerinde metropole ulaşmak isteyen bu bölgedeki 3.1 milyon vatandaşımız Marmaray üzerinden; Gebze’ye kadar bütün istasyonlardan İstanbul’un neredeyse her yerine ulaşabilecek.” ifadelerini kullandı. Uraloğlu ayrıca, yapım çalışmaları süren Halkalı-İstanbul Havalimanı hattının da tamamlanmasıyla Gayrettepe-İstanbul Havalimanı ringi ile; Halkalı ile Gayrettepe İstasyonları arasında seyahat eden yolcuların seyahatlerini 57 dakikada tamamlayabileceğini vurguladı. Ispartakule’nin devamında Çerkezköy’e kadar uzanan 67 kilometre uzunluğundaki güzergahtaki çalışmalara da Çerkezköy tarafından başladıklarının altını çizen Bakan Uraloğlu, “Önümüzdeki dönemlerde Ispartakule’den devam eden kısmında Bahçeşehir, Çatalca İstasyonlarını da inşa ederek Çerkezköy’e ulaşacağız. Projenin en uzun ve ilk etabı olan 153 kilometre uzunluğundaki Kapıkule-Çerkezköy hattının finansmanında kısmen İPA yani Avrupa Birliği fonu kullanıyoruz.” dedi. 3 Ekolojik Köprü İnşa Edildi Hattın yapımı kapsamında kazı çalışmalarını bitirdiklerini vurgulayan Uraloğlu, dolgu çalışmalarında yüzde 99 ilerleme kaydettiklerini aktararak “Toplam bin 83 metre uzunluğundaki 2 adet viyadüğün inşasını tamamladık. 8 adet aç kapa tünelinin 7’sini, 30 demiryolu köprüsünün ise 28’sini bitirdik. 52 alt geçidin tamamını inşa ettik. 62 üst geçitten 57’sini tamamladık. Ayrıca burada 3 ekolojik köprü de inşa ederek doğal hayatın bütünlüğünün ve çeşitliliğinin korunmasına da katkı sağladık. Yine, bu proje kapsamında; Babaeski, Lüleburgaz, Büyükkarıştıran ve Kapıkule olmak üzere 4 yeni istasyon binasını da inşa ediyoruz.” açıklamasında bulundu. Kapıkule-Çerkezköy Etabı Ağustos Ayında Açılacak Kapıkule-Çerkezköy etabının genelinde yaklaşık yüzde 95 fiziki ilerleme sağladıklarını vurgulayan Uraloğlu, bu etaptaki çalışmaları ağustos ayı içerisinde bitirmeyi hedeflediklerini ifade etti. Uraloğlu, “Bu projeye hem Türkiye hem de Avrupa Birliği tarafı olarak her seviyede ciddi oranda zaman ve emek sarf ettik. İnşallah ağustos ayı sonrasında demir raylar üzerinde süzülecek trenlerimiz sadece yolcu ve yük taşımayacak, bölgede gelişmeye başlayacak ticari hareketlilik ülkemizin ekonomik kalkınmasına büyük faydalar sağlayarak insanımızın hayatına da yeni bir soluk getirecektir.” diye konuştu. “Her Zaman İstanbul Ve İstanbulluların Yanındayız” İstanbul’u bir baştan diğer başa modern raylı sistem ağlarıyla donattıklarını belirten Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: “Asrın projesi MARMARAY ve Gebze-Halkalı Banliyö Hattı ile birlikte, Gayrettepe-Kağıthane-İstanbul Havalimanı Metrosu ve İstanbul Havalimanı -Arnavutköy kesimi, Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem Hattı, Levent-Hisarüstü Metrosu, Pendik-Sabiha Gökçen Havalimanı Metrosu, Başakşehir-Çam ve Sakura Şehir Hastanesi-Kayaşehir Metrosu, Bakırköy Sahil-Bahçelievler-Güngören-Bağcılar Kirazlı Metrosu gibi nice kent içi raylı sistem hattını tamamlayıp, İstanbulluların hizmetine sunduk.” Şu anda; Halkalı-İstanbul Havalimanı hattının Halkalı-Arnavutköy kesimi ve Altunizade-Çamlıca Camii-Bosna Bulvarı Metrosunda yapım çalışmalarına devam ettiklerini söyleyen Uraloğlu, “Yine Yavuz Sultan Selim Köprüsü üzerinde hayata geçireceğimiz demiryolu bağlantısı ile İstanbul Boğazı üzerinde Marmaray’a alternatif ikinci bir demiryolu hattına daha kavuşacağız. Hiç kimsenin şüphesi olmasın yer üstünde hızlı tren hatlarımızla, yer altında ise metro projelerimizle biz, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak her zaman İstanbul ve İstanbulluların yanındayız.” ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.