Hava Durumu

#Yatırım

Kapsül Haber Ajansı - Yatırım haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yatırım haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesini her yıl ortalama yüzde 16,4 artırması gerekiyor Haber

Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesini her yıl ortalama yüzde 16,4 artırması gerekiyor

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mustafa Gültepe, toplam elektrik enerjisi üretiminde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 42’ye çıkaran Türkiye’nin, enerji bağımsızlığı yolunda önemli bir seviyeye ulaştığını söyledi. Dünyada 2030’a kadar yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılmasının hedeflendiğini hatırlatan Gültepe, bu hedef doğrultusunda Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesini her yıl ortalama yüzde 16,4 artırması gerektiğini vurguladı. TİM tarafından düzenlenen Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Çalıştayı, İstanbulda gerçekleştirildi. İTÜ Enerji Enstitüsü Müdürü ve Yenilenebilir Enerji Anabilim Dalı Başkanı Prof Dr. Adnan Midilli’nin moderatörlüğündeki çalıştayın açılışında konuşan Gültepe, Türkiye’nin kurulu yenilenebilir enerji kapasitesiyle dünyada 11’inci, Avrupa’da ise beşinci sırada yer aldığını bildirdi. Türkiye’nin güneş ve rüzgâr enerjisi başta olmak üzere birçok alanda büyük yatırımlarla küresel rekabet gücünü arttırdığını anlatan Gültepe, şöyle devam etti: “TİM olarak bu gelişimi desteklemek, ihracatçılarımızın önünü açmak, katma değerli ihracat kapasitemizi artırmak için iki yıl önce Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Çalışma Grubu’nu kurduk.Yenilenebilir enerji ürünlerini ihraç edebilmek için, aynı zamanda iyi bir kullanıcı olmamız gerekiyor. Türkiye’nin yenilenebilir enerji kapasitesi 2023 yılı sonu itibarıyla 58,8 gigavat seviyesine ulaştı. Bu kapasitenin önemli bir kısmı hidroelektrik enerjisi oluşuyor. Ülkemiz, toplam elektrik üretiminde yenilenebilir enerjinin payını yüzde 42’ye çıkararak enerji bağımsızlığı yolunda önemli bir seviyeye ulaştı. Özellikle güneş enerjisinde dikkat çekici artışlar kaydediyoruz. 2023 yılı itibarıyla güneş enerjisi kapasitemiz 9,7 gigavata ulaştı. Bu büyüklük ülkemizin güneş enerjisinde bölgesel lider olma hedefine önemli bir katkı sağlıyor. Rüzgâr enerjisi kapasitemizi de 2023 yılı itibarıyla 10,3 gigavata çıkardık. Bu kurulumlarda yerli üretim ve tedarik, bizim için son derece önemli. Çünkü bu teknolojileri hem ülkemizde kullanıp, hem de dünyanın dört bir köşesine ihraç etmek istiyoruz. Bu anlamda başarılı bir grafik çizdiğimizi söyleyebilirim. Ancak, küresel hedeflere ulaşmak için daha fazla çaba sarf etmemiz gerektiğinin bilincindeyiz. Dünyada 2030’a kadar yenilenebilir enerji kapasitesinin üç katına çıkarılması hedefleniyor. Bizim de bu hedefe kapsamında yenilenebilir enerji kapasitemizi yıllık ortalama yüzde 16,4 artırmamız gerekiyor. Bu gerçekten hareketle düzenlediğimiz çalıştayımızda sektör temsilcileri ve ekosistem paydaşlarımızla yol haritamızı belirleyeceğiz.” TECDELİOĞLU: YENİLENEBİLİR ENERJİNİN BÜYÜKLÜĞÜ 1,2 TRİLYON DOLAR TİM Başkanvekili ve Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Çalışma Grubu Başkanı Çetin Tecdelioğlu da, konuşmasında sanayiyi geliştirmek ve özellikle katma değerli ihracatı artırmak için yenilenebilir enerji konusunu büyük bir ciddiyetle ele almak zorunda olduklarını vurguladı. Tecdeliğolu, “2023’te yenilenebilir enerjinin büyüklüğü 1,2 trilyon dolara ulaşmış bulunuyor. Bu büyük pastadan Türkiye, yüzde 1,5 gibi çok küçük pay alıyor. 2023’te pazarın büyüklüğünün 2,5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor. Bu tarihe kadar ülkemizin alüminyumunu, bakırını, paslanmazını, kimyasal grubunu birçok başlıktaki mevcut kaynaklarımızla dünyanın beklentilerini karşılayacak hale getirip katma değerli ihracatımızı artırabiliriz. İşte bu hedef doğrultusunda farkındalığı artırmak için buradayız.” dedi. İş dünyasının hayatına son dönemde Yeşil Taksonomi diye bir kavram girdiğini belirten Tecdelioğlu, şöyle devam etti“Bu kavramı önümüzdeki dönemde çok duyacağız. Taksonomi nedir, bizi nasıl etkileyecek? Geçtiğimiz günlerde Taksonomi Yönetmeliği yayımlandı. Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, firmaların yaptığı sürürülebilirlik raporlarını bu yönetmelikte çerçevesi çizilen kriterleri taşıyorsa kabul edecek. Yani Taksonomi Yönetmeliği sürdürülebilirlik raporlarının Bakanlık tarafından belirlenmiş reçetesi olacak. 2027 yılından itibaren SPK’ya kayıtlı, Bankacılık Kanunu kapsamındaki işletmeler tüm sigortacılık işletmeleri, bireysel emeklilik şirketleri ve birçok kurum ve kuruluş artık taksonomiyi mecbur hale getirecek.” Prof. Dr. ALKİN: STRATEJİK OTONOMİ İÇİN ENERJİ BAĞIMSIZLIĞI KRİTİK Prof. Dr. Kerem Alkin de konuşmasında jeopolitik risklerin ülkeleri enerji başta olmak üzere kritik sektörlerde ve alanlarda kendi kendine yeterli hale gelme arzusunu artırdığını söyledi. ‘Stratejik Otonomi’ olarak adlandırılan bu arayışta enerjinin en kritik başlıklardan biri olduğunu vurgulayan Alkin, “Türkiye başta olmak üzere bütün ülkeler enerjide bağımsızlığı stratejik bir konu olarak ele almak zorundalar.” diye konuştu.  

Eti Alüminyum'dan  3 yeni GES yatırımı Haber

Eti Alüminyum'dan 3 yeni GES yatırımı

Cengiz Holding çatısı altında, küresel bir marka olarak faaliyetlerini sürdüren Eti Alüminyum, ‘yeşil alüminyum’ stratejisiyle yatırımlarına devam ediyor. Üretimde kullanılan enerjinin yenilenebilir kaynaklardan sağlanması konusunda büyük hassasiyet gösteren şirket, devam eden projelerinin enerji ihtiyacını da şimdiden planlıyor. Bu kapsamda entegre üretim tesislerinin yer aldığı Seydişehir’de halihazırda toplam 163 MW’lık 4 güneş enerji santraline (GES) sahip olan şirket, yılın ilk çeyreğinde devreye almayı planladığı haddehanenin enerji ihtiyacını karşılamak için Gaziantep, Sivas ve Çumra’da 3 yeni GES yatırımı yapacak. ‘GÜNEŞTE KURULU GÜCÜMÜZ 334 MW’A ULAŞACAK’ Şirketin geleneksel iftar davetinde Konya yerel basınıyla bir araya gelen Eti Alüminyum Genel Müdürü Mehmet Arkan, 1.600 kişilik büyük bir aile olduklarını belirterek, “Yılda 82 bin tonluk üretimimiz bulunuyor. Bu üretim gücümüz sayesinde her yıl 300 milyon dolarlık ithalatın önüne geçiyoruz. Ülkemizin yarım asırlık tarihine tanıklık eden Eti Alüminyum Seydişehir Tesisimiz, 2005 yılından beri Cengiz Holding çatısı altında faaliyetlerini sürdürüyor. Son 20 yılda Konya’da yaptığımız kapasite artırımı ve teknoloji yatırımları 700 milyon doları aştı. Bugün ülkemizin alüminyum ihtiyacının yüzde 10’unu karşılarken, yatırımlarımıza ara vermeden devam ediyoruz” diye konuştu. Dünya alüminyum sektörünün henüz çok yeni konuşmaya başladığı ‘Yeşil Alüminyum’un, son 5 yıldır şirketin öncelikli hedefleri arasında yer aldığını ifade eden Arkan, “Üretimde kullandığımız elektriği tamamen yenilenebilir kaynaklı enerjiden sağlıyoruz. Oymapınar’daki hidroelektrik santralimizden sonra Seydişehir’de 4 güneş enerji santrali kurduk. Devam eden haddehane yatırımımıza paralel olarak üç yeni güneş enerji santralimizin yapımına başlıyoruz. Gaziantep’te kurulum devam ediyor; bunu Sivas ve Çumra’daki santraller takip edecek” dedi. Gaziantep’teki santralin bu yılın temmuz ayında tamamlanacağını belirten Arkan, şöyle devam etti: “Diğer iki santralimizi de 2026 yılında devreye almayı planlıyoruz. Toplam 310.000 güneş panelinden oluşacak üç santralimiz faaliyete başladığında güneş enerjisinde 163 MW olan kurulu gücümüz 334 MW’a çıkacak. Üç santral için toplam 87 milyon dolarlık yatırım gerçekleştireceğiz.” YILDA 100 BİN TON HADDE ÜRÜNÜ ÜRETECEK Haddehane yatırımıyla birlikte yerli savunma sanayi başta olmak birçok stratejik sektörün ihtiyaç duyduğu sıcak ve soğuk hadde ürünlerini üretmeye başlayacaklarını anlatan Eti Alüminyum Genel Müdürü Mehmet Arkan, “Ülkemizde son yıllarda alüminyum hadde ürünleri ithalatı 170 bin tona ulaştı. Bu, aşağı yukarı 600 milyon doların üzerinde bir tutar anlamına geliyor. Biz bunun önüne geçmek; savunma sanayii gibi stratejik sektörlerde arz güvenliğini sağlarken, uçak gövdelerinde, zırh malzemelerinin hammaddesi olarak ve gemi endüstrisinde kullanılan alüminyum hadde ürünleri üretebilmek amacıyla haddehane yatırımına başladık. Ülke ekonomisinin lokomotifi olacak yeni haddehanede ilk ürünlerimizi önümüzdeki yıl üretmeyi planlıyoruz. İlk etapta 100 bin tonluk üretimle başlayacak olan tesisimiz, daha sonra 200-250 bin tonluk kapasiteye ulaşabilecek. Bu üretim gücü sayesinde, önümüzdeki yıllarda cari açığın kapanmasına olan katkımızı artırarak 350 milyon doların Türkiye’de kalmasını sağlayacağız.”

Hitit, 2024’ü 34,2 milyon dolar gelir, yüzde 40 FAVÖK marjı ile kapadı Haber

Hitit, 2024’ü 34,2 milyon dolar gelir, yüzde 40 FAVÖK marjı ile kapadı

Hitit teknolojileri ile operasyonlarını sürdüren havayolu şirketlerinin Hitit’e yolcu hacimleri katkısı bir önceki yıla göre %61 artış göstermiş olup, 2024 yıl sonu itibarıyla Hitit çözümleri üzerinden hizmet verilen veya uçuş düzenlenen havalimanı sayısı 160 ülkede 850 havalimanına ulaştı. Hitit, kendine özel hizmet yapısı ve yenilikçi teknolojileri ile alanında Avrupa ve Afrika’nın ikinci, dünyanın ise en büyük üçüncü şirketi olmanın yanı sıra, havacılık sektöründe önümüzdeki yılların en önemli teknolojik dönüşümü olması beklenen “Havayolu Perakendeciliği” konusunda da dünyada lider durumunda. 4 Mart 2025, İstanbul - Havayolu ve seyahat teknolojileri alanında Türkiye’nin tek teknoloji ihracatçısı olan Hitit (HTTBT) denetimden geçmiş 2024 yılı bilançosunu açıkladı. Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na (KAP) yapılan açıklamaya göre Hitit, 2024 yılında yüzde 34 büyüyerek cirosunu 34,2 milyon dolara ulaştırdı. Aynı dönemde 13,7 milyon dolar faiz, amortisman ve vergi öncesi kar (FAVÖK) elden eden şirketin FAVÖK marjı ise yüzde 40 olarak gerçekleşti. Satışlarının yüzde 78’ini döviz, yüzde 22’sini TL bazında kazanan şirketin yurt dışı / yurt içi porsiyonu ise, sırasıyla yüzde 65’e yüzde 35 olarak gerçekleşti. En Çok Tercih Edilen IT Sağlayıcısı 30. yılını tamamladıkları 2024 yılında 50 ülkelik bir satış ağına sahip olmanın gururunu yaşadıklarını bildiren Hitit Genel Müdürü Nevra Onursal Karaağaç, aynı zamanda dünyanın en büyük bağımsız havayolu teknolojileri araştırma firması tarafından yapılan bir araştırmada, Asya-Pasifik, Güney Amerika ve Karayipler bölgelerindeki startup havayolları arasında en çok tercih edilen teknoloji sağlayıcısı olduklarını belirtti. Karaağaç, 72 havayolu Partnerinin yanısıra, 850’nin üzerinde havalimanında teknolojileri kullanılan Hitit’in ulusal ve uluslararası platformda büyümesini her yıl düzenli olarak sürdürdüğünü belirterek, sözlerine şu şekilde devam etti: “Yıl içinde kullanıma geçerek gelir üretmeye başlayan AJet de dahil olmak üzere, Kuzey ve Güney Amerika, Avrupa, Afrika, Orta Doğu ve Asya’da toplam 16 kurulum projesini tamamladık. Altı kıtada süren operasyonlarımız sayesinde 250 milyarın üzerinde satış sorgusu gerçekleşti. 85’ten fazla ödeme sistemine entegre yazılımlarımız, yaklaşık 8,5 milyar dolarlık satışa aracılık etti ve ayrıca 30 bini aşkın satış acentesine erişim sağlandı.” Bu önemli başarıların arkasında Hitit’in 30 yıl içinde inşa ettiği ve gittikçe büyüyen paydaşları ile oluşturdukları ekosistemin sağlam temeller üzerine kurulu olduğunu belirten Karaağaç; “Hitit 2024 yılında Türkiye’nin En Mutlu Yazılım Şirketi ünvanını kazandı. Partnerlerimiz, çalışanlarımız, paydaşlarımız ve yatırımcılarımız ile birbirine değer veren ve değer katan büyük bir aile haline geldik. Sürdürülebilir bir temelde çevreye ve topluma katkılarımızla, ülkemizde ve yurt dışında dikkat çekiyoruz. Bu paraleldeki çalışmalarımız ile 2024’te Borsa İstanbul’un Sürdürülebilirlik Endeksi’ne dahil olmayı başardık. Aynı zamanda BİST Katılım Endeksi’nde de işlem görmekteyiz” dedi. Yenilikçi Teknoloji Yatırımlarına Devam Hitit’in sektöründeki iddiasını korumak için teknoloji yatırımlarına devam ettiklerini kaydeden Hitit Mali İşler ve Satın Almadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Sezer Tuğ Özmutlu ise, 2024 yılında maliyetleri azaltıcı, gelirleri artırıcı etkisi planlanan toplam 20 milyon dolara yakın Arge & Capex yatırımı yaptıklarını vurgulayarak sözlerine şu şekilde devam etti: “Yeni nesil Teklif ve Sipariş Sistemi (OOMS) ve NDC v21.3 standartları alanında IATA Havayolu Perakendecilik Olgunluğu (ARM) Endeksine göre tüm rakipleri geride bırakarak dünya birincisi olmamızın yanı sıra 2025 yılında hayata geçmesi hedeflenen kavram kanıtı (PoC) çalışmalarına da başladık. Geçtiğimiz yıl genişlettiğimiz uzman ekip ve altyapı yatırımları ile hızlandırılan AI projeleri sonucunda gerçek zamanlı fiyatlandırma ve kişiselleştirilmiş tekliflendirme kabiliyetine ilişkin yazılımı partnerlerimizin hizmetine sunduk. Operasyonel ve diğer alanlardaki AI projelerimiz ise devam ediyor. Yine geçtiğimiz yıl başladığımız Acente Dağıtım Sistemleri (ADS) çözümlerinde OOMS paralelinde yeni teknik kabiliyetler, kurumsal seyahat için gereken işlevler ve havayolu ürünleri dışında otel / transfer / araç kiralama entegrasyonları geliştirildi. İçerik tedariği tarafında ise Türk Hava Yolları devreye alınarak 200 ülkede 170 havayolunu barındıran APG Network de dahil olmak üzere yeni içerik dağıtım anlaşmaları imzalandı. Güçlü nakit durumumuz, yeni yatırımları hızlıca devreye almamızı sağlıyor. 2024 yıl sonu itibarıyla şirketin nakit ve nakit benzerleri toplamı 12,7 milyon dolar olarak gerçekleşti. Aynı dönem için kiralama yükümlülükleri ve krediler hariç net nakit tutarı ise, 7,3 milyon dolar seviyesinde oldu.” Yıl Sonu Büyüme Hedef Öngörüsü Yüzde 33 – 38 Bandında Şirket, büyüme stratejisi doğrultusunda yatırımlarına devam edeceğini kaydeden Özmutlu, 2025 sonu itibarıyla ciroda dolar bazında yüzde 33 - 38 aralığında büyüme ile birlikte, FAVÖK’te yüzde 43 – 48 aralığında, net karda ise yüzde 25-30 aralığında marj öngördüklerini ifade etti. Özmutlu, 2025 yılında yatırım / ciro oranını ise yüzde 30 -35 aralığında beklediklerini belirtti.

Inveo Yatırım Holding ekosistemini güçlendirerek yeni yatırım alanlarına adım attı Haber

Inveo Yatırım Holding ekosistemini güçlendirerek yeni yatırım alanlarına adım attı

Yeni nesil değer yatırımcısı Inveo Yatırım Holding, ekosistemindeki 8’i doğrudan, 95’i dolaylı yatırım yaptığı toplam 103 şirketle kurduğu sinerji ile sürdürülebilir büyümesini devam ettiriyor. 2024 yılında hayata geçirdiği ‘Sadeleşme Planı’ ile etkin kaynak yönetimi ve stratejik hedeflerini geliştirme yolunda önemli adımlar atan Inveo Yatırım Holding, organizasyonel ve operasyonel verimliliğini artırarak yoluna devam ediyor.  Dünya ve Türkiye ekonomisindeki zorluklara rağmen 2024 yılında uzun vadeli değer yatırımcılığı ana vizyonuna paralel olarak yatırım yapmaya devam etti. Finansal yatırımları dolayısıyla aktif toplamı 9,1 Milyar TL gerçekleşti.   Inveo Yatırım Holding Genel Müdürü ve Yönetim Kurulu Başkan Vekili Onur Topaç, gerçekleştirilen yatırımlar ve yatırım yapılan şirketlere sağlanan değerle büyümeye devam ettiklerini belirterek, “Ekosistemimiz, Sadeleşme Planı devirleri sonrası daha sade bir yapıya kavuştu; 8’i doğrudan, 95’i dolaylı olmak üzere toplam 103 şirketle büyümeyi sürdürüyoruz. Ana iştiraklerimiz Gedik Yatırım, Misyon Yatırım Bankası, Inveo Ventures ve Inveo Portföy başta olmak üzere tüm ekosistemimizle değer odaklı büyüme sergiliyoruz. Küresel çapta yaptığımız yatırımları tek çatı altında buluşturan Finveo Yatırım Holding ve birkaç yıl içinde yatırım stratejisi çerçevesinde hedeflediği segmentte lider Özel Sermaye (Private Equity) şirketi olmasını hedeflediğimiz segmentte TURPE GSYO ile şimdi daha da güçlüyüz. Şirket olarak, ülkemizin ekonomik kalkınmasına katkıda bulunmak, enerjide dışa bağımlılığı azaltmak ve yeşil dönüşümü desteklemek amacıyla, 2025 itibarıyla yenilenebilir enerji alanında sürdürülebilir projeleri hayata geçirmeyi planlıyoruz. Bu kapsamda, Inveo Yatırım Holding’in değer önerisiyle örtüştüğüne inandığımız “yenilenebilir enerji”yi yeni stratejik faaliyet alanımız olarak belirledik. 2025 yılında doğru zamanda doğru değerle yatırım yapmaya, doğru zamanda çıkış yaparak değer yaratmaya, sürdürülebilirlik çalışmalarımızla sektöre öncü olmaya, insan kaynağımızla ülke ekonomisine katkı sağlamaya devam edeceğiz” diye konuştu. Inveo Yatırım Holding, Sadeleşme Planı ile Verimliliği Artırdı Inveo Yatırım Holding, organizasyonel ve operasyonel verimliliği artırmak amacıyla hayata geçirdiği Sadeleşme Planı kapsamında bir dizi stratejik adım attı. Şirketin faaliyet alanları yeniden değerlendirilerek, doğrudan ortak olunan şirket sayısı azaltıldı. Bazı doğrudan yatırımlar, Grup Şirketlerine devredilerek dolaylı yönetim modeline geçildi. Bu stratejiyle etkin kaynak yönetimi sağlanarak, verimlilik ve operasyonel mükemmeliyet hedeflendi. Teknoloji girişimciliği alanındaki yatırımlar Inveo Ventures, küresel çapta sermaye piyasaları alanında farklı ülkelerde yatırım yapılan şirketler ise Finveo Yatırım Holding bünyesinde birleştirildi. Sadeleşme Planı ile şirket, verimli kaynak kullanımı ve maksimum getiri hedefiyle stratejik adımlar atarak daha çevik ve etkin bir yapı kurulması hedeflendi.  Inveo Yatırım Holding, 2024 yılında ekosistemini daha da derinleştirerek önemli stratejik adımlar attı. Holding, doğrudan 8, dolaylı olarak 95, toplamda 103 şirketin bünyesinde yer aldığı büyük bir ekosisteme sahip. Geçmiş yıllarda olduğu gibi değer zincirindeki şirketlere kaynak aktarılmaya devam edildi. Bu kapsamda, Misyon Yatırım Bankası, Inveo Ventures ve Inveo Araç Kiralama’nın sermaye artırımlarına iştirak edildi. Bu strateji, finansal portföyün çeşitlendirilmesi ve organizasyonel verimliliğin artırılması adına büyük önem taşıdı. Gedik Yatırım’ın finansal portföydeki payının %80’in altına gerilemesi, ekosistem derinleşme stratejisinin somut bir göstergesi oldu. İştirakler 2024 Yılında İstikrarlı Performans Gösterdi Gedik Yatırım 721’e ulaşan konsolide çalışan sayısı, 34 ilde 71’e ulaşan şube ağı, yatırımcı deneyimi insan kaynağı, teknoloji ve marka bilinirliği konularındaki başarılı çalışmalarıyla birlikte “sermaye piyasalarında liderlik” yolunda önemli atılımlar gerçekleştirdiği bir seneyi geride bıraktı. Bor Şeker ve Seğmen Gıda’nın halka arzlarını başarıyla tamamlayan şirket, Private şube yapılanmasını genişleterek toplamda 8 Private Şube’ye ulaştı. İnsan kaynağına yaptığı yatırımlar sayesinde Great Place To Work® 2024 listesine giren Gedik Yatırım, sosyal sorumluluk projelerinde de öncü oldu ve kadın istihdamına verdiği destekle Yüzde 30 Kulübü Türkiye liderliğindeki bildirgeyi imzalayan ilk yatırım kuruluşu oldu. Dijitalleşme stratejisini güçlendirerek, Yapay Zekâ destekli dijital asistan GediX ve sektördeki en iyi mobil uygulama Gedik Yatırım Mobil ile yatırımcı taleplerine hızlı cevap verdi. Kripto Varlık alanında gelecek dönemde karşımıza çıkacak fırsatları değerlendirmek ve çevik bir yapı kurmak amacıyla bünyesine kattığı Ichain Yatırım Holding ile her alanda olduğu gibi bu alanda da gelecek dönem liderlik hedefini ortaya koydu. Misyon Yatırım Bankası Gelişen Kadrosu ve İş Birlikleriyle Farklılaştırılmış Hizmetlere Odaklandı Misyon Yatırım Bankası, 217 çalışanı, 1 milyar TL’ye çıkarılan ödenmiş sermayesi, teknolojik altyapısı, global iş birlikleri ve lisansları ile sektöründe farklılaştırılmış hizmetlere odaklanıyor. Banka, Türkiye’de ilk kez portföy yönetim şirketlerinin buluştuğu mobil uygulamayı ekosistemin hizmetine sunarak portföy yönetiminde müşteri deneyimini yeni bir aşamaya taşıdı ve bankacılık servisleriyle donatılmış saklama hizmetlerini ‘anakasa’ markası ile sermaye piyasalarıyla buluşturdu. Finansal teknolojiler iştiraki MisyonTech ile birlikte SPK’nın kripto varlık hizmet sağlayıcı listesinde platform ve saklamacı yetkinlikleriyle yer alan Misyon Bank; Türkiye'nin ilk banka güvenceli tokenizasyon platformunu hayata geçirerek ve blokzincir teknolojilerinin dünya liderleriyle iş birlikleri geliştirerek dijital varlık alanında ülkemizin küresel rekabetteki yerini oluşturmasına katkı sağlayacak hamleleri başlattı. Misyon Bank 2025 yılı Mart ayı itibarıyla yatırımcılara sunduğu myBanka uygulamasıyla yatırım fonları alanında yatırımcıların deneyimini bir üst seviyeye çıkarmayı hedefliyor. Şirket, 2025 yılında, “yeni ekonominin öncüsü ve faaliyet bölgemizin özel sermayeli lider yatırım bankası olma” vizyonu doğrultusunda çalışmalarına devam edecek. Inveo Ventures Teknoloji Girişimlerinin Ana Merkezi Konumuna Geldi Sadeleşme planı kapsamında ekosistemde teknoloji girişimlerinin yönetildiği ana merkez olan Inveo Ventures Türkiye girişimcilik ekosistemine değer katmayı sürdürdü. Küreselde fark yaratabilecek yenilikçi fikirlere ve yapay zekâ girişimlerine yatırım yapan Şirket, teknoloji yatırımlarının merkezi olma konumunda konumunu güçlendirdi. Yatırımcısı olduğu ve yönettiği 4 GSYF aracılığıyla yaptığı, dolaylı yatırımlar ve 21 doğrudan yatırım ile birlikte toplam 61 yatırım için kuruluştan bugüne 8,1 milyon ABD doları yeni ve devam yatırımı gerçekleşti. 2024 yılı boyunca yerli ve yabancı VC'ler ve girişimciler ile daha fazla etkileşimde bulunma stratejisi çerçevesinde hem yurtiçinde hem de yurtdışında çalışmalar genişletildi.  Bölgenin lider kurumsal girişim sermayesi (CVC) olma vizyonumuzu 2025 yılında daha ileriye taşıyacak adımları hayata geçirmeye odaklanılacak. Yerli ve yabancı yatırımcılarla güç birliği yaparak dışarıdan da yatırım alınması, böylece Türkiye girişimcilik ekosisteminde daha paylaşımcı bir rol üstlenilmesi ve yurtdışında daha geniş bir temsil ağı oluşturulması amaçlanıyor. Sermaye Piyasalarında Inveo İştirakleri Büyümeyi Sürdürdü Inveo Portföy, dijitalleşme yatırımlarıyla operasyonel altyapısını güçlendirerek, 48 farklı fonla hizmet vermeye devam etti. Şirketin fon büyüklüğü %72 artışla 19,8 milyar TL’ye ulaşırken, yatırımcı sayısı %33’lük büyüme ile 84 bin’e yükseldi. Sektördeki gelişmelere paralel olarak bu yıl Para Piyasası Fonu (IRY) ve Altın Fonu (GGK) ile rekabette varlığını ortaya koyan Inveo Portföy IRY Fonu 2,93 milyar TL, GGK Fonu ise 2,14 milyar TL büyüklüğe ulaştı.  Yeni bir Private Equity Doğuyor Inveo ekosisteminin özel sermaye alanında yapılacak yatırımlarını, 2025 yılından itibaren Turpe GSYO gerçekleştirecek. Turpe GSYO yatırım stratejisi çerçevesinde;  Belirli bir iş hacmi ve geçmişi olan, Büyüme potansiyeli olan bir sektörde faaliyet gösteren,  Yurt dışı pazarlara açılmış veya açılma ihtimali olan,  Halka arza açılma vizyonu olan veya hâlihazırda halk açık KOBİ ve/veya büyük ölçekli şirketlere yatırım yapmayı hedefleyecek.  Şirketin 2025’te yeni kadrosu ve yeni yatırım stratejisi ile şirketin birkaç yıl içerisinde “bölgesinin lider Özel Sermaye (Private Equity) şirketi olması” ve halka arz hazırlığının tamamlanması hedefleniyor.  Yenilenebilir Enerji Yeni Stratejik Faaliyet Alanı Olarak Belirlendi  Ülkemizin enerji hedefleriyle paralel yenilenebilir enerji alanında projeler üretilmesi yeni iş alanı olarak belirlendi. Bu doğrultuda, ilk adım olarak Türkiye'nin yenilenebilir enerji alanında önemli danışmanlık şirketlerinden biri olan, DaVinci Enerji Yatırımları ile yapılan iş birliğiyle somut çıktılar üretilerek, ülkemizin enerji hedeflerine katkı sağlanması ve sektörde sürdürülebilir projelerle fark yaratılması hedefleniyor. Inveo Yatırım Holding, sadeleşen ekosistemi, çevik organizasyon yapısı ve faaliyet alanındaki stratejik yatırımlarıyla riskleri fırsatlara dönüştürerek hem mevcut yatırımlarında hem de yeni yatırım alanlarında yıllardır sürdürdüğü büyüme yolculuğuna 2025 yılında da devam edecek. 

Kahramanmaraş'a 2.6 milyar TL'lik dev yatırım Haber

Kahramanmaraş'a 2.6 milyar TL'lik dev yatırım

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, 6 Şubat depreminin meydana geldiği Kahramanmaraş'ın içme suyu sorunu yaşamaması için Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğünce çalışmalar yürütüldüğünü belirterek, kentin 2030 yılına kadar su ihtiyacını karşılaması öngörülen Kısık İçme suyu Regülatörü Ayvalı Barajı Bağlantısı İsale Hattı işi için sözleşmenin imzalandığını bildirdi. Yumaklı, Bakanlığın 11 ili etkileyen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ilk saatlerinden itibaren çalışmalara başladığını anımsatarak aradan geçen yaklaşık 2 yıllık süreçte bölgenin gerek tarım gerekse ormancılık alanlarında yeniden imarı ve inşası için önemli çalışmalar yürüttüklerini vurguladı. Bu kapsamda, deprem bölgesindeki illerde içme suyu ihtiyacının karşılanmasına yönelik de Bakanlığa bağlı Devlet Su İşleri (DSİ) Genel Müdürlüğünce çok sayıda projenin hayata geçirildiğinin altını çizen Yumaklı, “Deprem sonrası süreçte, afetten etkilenen illerimiz ve bunlara bağlı ilçelerimizde içme suyu kaynakları, iletim hatları, arıtma tesisleri, depo bağlantı hatları ve depolarda oluşan tüm hasarlar giderilerek il ve ilçelerimizin içme suyu depoları arıtılmış, bu bölgelere içme suyu iletilerek vatandaşımızın hizmetine sunulmuştur. Ayrıca, İlbank ve su kanal idarelerinin sorumluluğunda olan şehir şebekelerindeki arızalara da bakım-onarım ve malzeme desteği sağlanmıştır." ifadelerini kullandı. 75 KİLOMETRE UZUNLUĞUNDA BAĞLANTI HATTI Bakan Yumaklı, Kahramanmaraş'ın artan su ihtiyacını yönelik DSİ'nin çalışmalar yaptığına dikkati çekerek, son olarak şehrin 2030 yılına kadar ihtiyacını karşılaması öngörülen Kısık İçme Suyu Regülatörü Ayvalı Barajı Bağlantısı İsale Hattı işi için sözleşmenin imzalandığını duyurdu.  2 milyar 660 milyon 289 bin 554 TL bedel ile imzalanan sözleşme kapsamında, Kısık Regülatöründen alınacak ham suyun Kahramanmaraş'a ana içme suyu kaynağı olan Ayvalı Barajı'na iletilmesi suretiyle yıllık 20 hm3 (hektometre küp) akım ile takviye edilmesi için gerekli içme suyu tesislerinin inşa edileceği bilgisini veren Yumaklı, şu değerlendirmeyi yaptı:   "Kahramanmaraş şehir merkezinin önümüzdeki 5 yılda ilave 30-35 hm³/yıl içme suyu ihtiyacı olacağı tahmin ediliyor. Bu ihtiyacın 20 hm3 si Kısık Barajı Barajı'ndan karşılanacak.  İçme suyu kesintilerinin önüne geçmek adına Kısık İçme suyu Regülatörü Ayvalı Barajı bağlantı hattının faaliyete geçirilmesi büyük önem taşıyor. Kısık Barajı gövdesinin mansap kısmında yapılacak olan regülatör yapısı ile Kısık Barajı baz akımlarının yaklaşık 75 km uzunluğunda bağlantı hattı yapılarak hali hazırda Kahramanmaraş il merkezine içme ve kullanma suyu sağlayan Ayvalı Barajına cazibeli aktarılması için isale hattı sanat yapıları ve servis yolu yapılacak. Kahramanmaraş il merkezi içme suyu mevcut kaynakların yetersiz kalacağı ve Kısık Barajı'ndan su temin edilmesi ile 2030 yılına kadar ihtiyacın karşılanabileceği öngörülüyor. Kahramanmaraşlı tüm değerli vatandaşlarımıza şimdiden hayırlı ve uğurlu olsun."

Şişecam'ın 2024'te toplam yatırımları 30 milyar TL oldu Haber

Şişecam'ın 2024'te toplam yatırımları 30 milyar TL oldu

Şişecam 2024 yılına ilişkin finansal sonuçlarını açıkladı. Bu dönemde konsolide net satışları 186 milyar TL, Türkiye'den yapılan ihracatla Türkiye dışı üretim tesislerinden yapılan satışların toplamını ifade eden uluslararası satışların konsolide satışlar içindeki payı ise yüzde 59 seviyesinde gerçekleşti. Şişecam'ın 2024 yılı toplam yatırımları 30 milyar TL, ihracatı ise 962 milyon dolar oldu. Bu dönemde 5,6 milyon ton cam üreten Şişecam, 4,6 milyon ton soda külü ve 3,8 milyon ton endüstriyel hammadde üretimi gerçekleştirdi. Şişecam Genel Müdürü Görkem Elverici, Şişecam’ın finansal sonuçları ile ilgili şu açıklamayı yaptı: “2024 ekonomik dalgalanmalar ve küresel zorluklarla geçen bir yıl oldu. Enflasyonist baskılar, yüksek faiz oranları, sıkı para politikaları, dalgalanan enerji fiyatları ve jeopolitik gerilimlerle şekillenen 2024’e, Çin'deki düşük büyüme ve birçok ülkede ancak özellikle de ABD'deki seçim belirsizliği konuları damga vurdu. Bizim gibi ihracat odağı yüksek ve çoklu coğrafyada varlık gösteren kuruluşlar üzerinde baskı yaratan önemli bir diğer başlık ise; Türkiye'deki döviz kurları ile enflasyon oranı arasındaki farklılaşma oldu.   Bu farklılaşmanın ihraç pazarlarındaki ve iç pazarda ithalata karşı rekabetçilik açısından yarattığı etkileri göz önüne alarak stratejik planlarımızı ve bütçelerimizi Şişecam’ın rekabetçiliğini koruyacak şekilde güncelledik. İvedilikle hayata geçirdiğimiz aksiyonların ve planlarımızın 2025 yılından başlayarak rakamlarımıza olumlu yönde katkı sağlamasını bekliyoruz. Ekonomik döngünün düşük seviyesinde olduğumuz bu dönemde, temkinli ve fırsat odaklı bir yaklaşım uygulamanın elzem olduğuna inanıyoruz. Şişecam olarak, bir yandan mevcut zorluklara karşı risk ve maliyet yönetimi odaklı önlemler alıp kararlılıkla uygularken, bir yandan da döngünün yukarı yönlü seyredeceği dönem için hazırlıklarımızı yapıyoruz. Uzun vadeli stratejilerimize yönelik çalışmalarımıza da kontrollü ve gerçekçi bir şekilde devam ediyoruz. Kontrolü elimizde tutmanın önemini ve katkısını hissediyoruz Şişecam için 2024'ün önemli hamlelerinden biri ABD'deki doğal soda külü yatırımımız Pasifik Projesi’nin tek sahibi haline gelmemiz oldu. Aynı hamle ile Wyoming'deki operasyonel tesisimizde de çoğunluk hisse sahibi konumuna geldik. Şişecam bugün soda külü alanında dünyada ilk 3 arasında yer alıyor. Pasifik Projesi tamamlandığında ise liderlik yolunda önemli bir kapasite kazanmış olacak. Yine tüm operasyonlarımızın tek sahibi ya da hâkim ortağı konumunda olduğumuz Rusya’da da kontrolü elimizde tutarak, son yıllarda yaşanan geçiş dönemi de dahil olmak üzere faaliyetlerimizi uzun yıllardır başarılı bir biçimde sürdürüyoruz. 2024 yılında yaşanan jeopolitik belirsizliklere rağmen performansını istikrarla devam ettiren Rusya operasyonlarımızı, bölgesel jeopolitik dalgalanmaların etkisini en aza indirmeye odaklanarak yönetmeye devam ediyoruz.   Büyüme hedeflerimize ulaşmak için dijitalleşme, sürdürülebilirlik ve yenilikçi ürün geliştirme gibi stratejik önceliklerimize yatırım yapmayı sürdürüyoruz. Bu anlamda gerçekleştirdiğimiz ve payımızı arttırdığımız ICRON ortaklığı, veri odaklı karar alma ve operasyonel mükemmeliyet konusundaki yeteneklerimizi güçlendiriyor. 2024 yılında duyurduğumuz, Şişecam’ın bilgi birikimi ve uzmanlığını tedarikçi ve teknoloji sağlayıcılarının yetkinlikleriyle bir araya getirmeyi amaçlayan “Plant of the Future” platformu ile yenilikçi fikirlerden somut çözümler üretmeyi hedefliyoruz.  Etkin bir yapıyla sürdürülebilir büyüme sağlamak stratejimizle uyumlu şekilde 2020 yılında çok büyük bir adım atarak tüm faaliyetlerimizi ‘Tek Şişecam’ çatısı altında toplamıştık. Uzun dönem stratejilerimiz ve küresel piyasalardaki rekabetçi hedeflerimiz doğrultusunda; faaliyet modeli dönüşümü ve teknolojik dönüşüm planlamamızı da devreye almıştık. 2024 yılı sonu itibariyle, tüm coğrafyalarımızı ve faaliyet alanlarımız kapsayan büyük ve kapsamlı bu iki programı başarıyla tamamlamış durumdayız. Yeni faaliyet modelimiz ve teknolojik alt yapımızın stratejik ve operasyonel seviyede önemli kazanımlar sağlayacağını öngörüyoruz.  Hissedar değerini artırmak için gerekli adımları atıyoruz Hissedar değerini artırmak Şişecam’ın birincil odağı. Kuruluşumuzun ve ilerlememizin 90’ıncı yılı olan 2025'in ilk yarısında önceliklerimizi; maliyet ve gider yapımızı optimize etmek, yatırım harcamalarımızı dikkatle yönetmek ve nakit akışımız için daha da sağlam bir temel oluşturmak olarak belirlemiş durumdayız. Tüm kararlarımızı bu önceliklere uygun olarak almaya devam ediyoruz. Düz cam Avrupa satışlarımızın son iki yıldır beklentilerimizin altında gerçekleşmesi sebebiyle, Kuzey İtalya Düz Cam Fabrikamızdaki fırının soğuk tamir sürecini öne çekme kararımız bu minvalde aldığımız kararlardan biriydi. Kamuoyu ve yatırımcılarımızla paylaştığımız üzere bu tesisteki float ve lamine hatlarımızı bir süre durdurma kararımızın Şişecam’a EBIT seviyesinde yaklaşık 8-10 milyon EUR'luk olumlu bir katkı sağlamasını bekliyoruz. Bununla birlikte önümüzdeki günlerde devreye almayı planladığımız aksiyonların da performansımıza olumlu yönde katkı sağlayacağına dair inancımız tam. 2025 yılında dönemin zorluklarını yönetmeye ve hissedarlarımız için değer yaratacak adımları atmaya hızla ve kararlılıkla devam edeceğiz. Diğer yandan uzun vadeli güçlü büyüme hedeflerimizden uzaklaşmayacak, bu yöndeki adımlarımızı da ölçülü, gerçekçi ve kararlı bir şekilde atmayı sürdüreceğiz.”

Türk şirketlerin rotası yine Avrupa ve ABD Haber

Türk şirketlerin rotası yine Avrupa ve ABD

PwC Türkiye, ikincisini gerçekleştirdiği Yurt Dışı Yatırımları Araştırması’nın sonuçlarını yayınladı. Türkiye'deki şirketlerin yurt dışına yaptıkları doğrudan yatırımların mevcut durumunu analiz eden araştırma, bu yatırımların şirketlerin büyüme hedeflerine nasıl katkıda bulunacağına yönelik bir perspektif sunuyor. Türkiye’den yurt dışına yapılan yatırımların genel görünümünü veriler ışığında analiz eden raporda, doğrudan yatırımlar için tercih edilen lokasyonlar, temel karar alma mekanizmaları, motivasyonlar ve geleceğe yönelik beklentiler de değerlendiriliyor. Araştırmanın bulgularına göre, Türkiye’deki şirketlerin yurt dışına yönelik yatırım planlarında Avrupa ve ABD bu yıl da ilk sırada yer alıyor. Yurt dışına yatırım kararlarında, coğrafi konum, pazar büyüklüğü, politik istikrar ve regülasyonlar belirleyici etkenler olarak öne çıkıyor. Yurt dışındaki müşterilerin talebi üzerine yeni bölgelere yatırım yapma motivasyonu ise bu yıl öne çıkan bir diğer yatırım unsuru olarak dikkat çekiyor. Araştırma kapsamında katılımcıların en fazla doğrudan yatırım yaptıkları ülkeler ise Almanya, Hollanda ve ABD olarak sıralanıyor. Geçen sene en yüksek yatırım ülkesi olan Romanya bu sene 4. sırada yer alırken, onu Birleşik Krallık, Rusya, İspanya, Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri izliyor. Katılımcıların %89’u önümüzdeki üç yıl içerisinde yeni yatırım planladıklarını belirtirken, hedef bölgeler arasında ilk sırada %25’lik pay ile Avrupa geliyor. Bunu sırasıyla %22 ile Kuzey Amerika (ABD ve Kanada) ve %15’lik pay ile Avrasya takip ederken geçen seneye kıyasla artış trendinde olan Afrika bölgesi ise %12 ile 4. sırada yer alıyor. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde yurtdışına yatırım yapan şirketlerin motivasyonlarının ülke ekonomisinin gelişimi için önemli bir gösterge olduğunu vurgulayan PwC Türkiye Kıdemli Ortağı Cenk Ulu şunları söyledi: “Küresel ve yerel gelişmelerin ışığında hedef pazarlara yakın olmanın önemi giderek artarken sadece yerel sınırlar içinde kalmak yerine, yeni pazarlardaki büyüme fırsatlarını değerlendirmek her ölçekteki şirket için hayati bir önem taşıyor. Bu stratejik yaklaşım, şirketlerin rekabet avantajı elde etmelerine ve sürdürülebilir bir büyüme yakalamalarına da destek oluyor. PwC Türkiye olarak, rekabet gücünü sürdürme veya artırma hedefiyle yurtdışı pazarlara açılma planı olan şirketlerin bu yolculuğunda yatırım kararının verildiği ilk günden, yatırım hedefinin tamamlandığı ana kadar rehberlik ediyoruz. Yatırımcı şirketlere stratejilerini oluşturmak, yeni fırsatları değerlendirmek ve potansiyel zorlukları belirlemek açısından faydalı bilgiler sunan Yurt Dışı Yatırımları Araştırmamız, şirketlerin karşılaştıkları zorluklar ve fırsatlara da dikkat çekiyor. Özellikle küresel ekonomik belirsizliklerin arttığı bir dönemde, potansiyel yatırımcılar için stratejik bir rehber olan araştırmamızın yatırım stratejilerini şekillendirmek açısından önemli bir kaynak olduğuna inanıyoruz.” Dikkat Çeken Yatırım Trendleri Bu yıl araştırmaya katılan şirketlerin %73’ü mevcut zorluklara rağmen yurt dışı yatırımlarına devam etme kararlılığını ifade ederken yatırım büyüklüğü ve elde edilen gelirlere yönelik yanıtlar da yurt dışına yapılan doğrudan yatırımlarda verimliliğin arttığına işaret ediyor. Katılımcıların yatırım büyüklüğü ve elde ettikleri gelirlere yönelik yanıtları, yurt dışına yapılan doğrudan yatırımlarda verimliliğin arttığına işaret ediyor. 2023 yılında yurt dışına doğrudan yatırımların ciro içindeki payının %50’den daha fazla olduğunu belirten katılımcıların oranı %17 iken, 2024 yılında bu oran %29’a yükseldi. PwC Türkiye tarafından gerçekleştirilen araştırmanın yeni yatırım trendlerine odaklanan bölümünde uluslararası yatırım trendlerindeki değişimlerin de altı çiziliyor. Buna göre, geleneksel yöntemler olan sıfırdan yeni yatırım (greenfield investment), şirket birleşmesi ve satın almalar (M&A ve brownfield investment dahil) ajandalarda üst sıralarda yer almayı sürdürüyor ancak özellikle teknoloji odaklı sektörlerde start-up yatırımları dikkat çekiyor. Araştırma, şirketlerin yurt dışına yönelik yatırımlarda karşılaştıkları temel zorluklara da ışık tutuyor. Buna göre, yetkin insan kaynağı bulma, iş kültüründeki farklılıklar, hukuki süreçlerin zorluğu ve regülasyonlara yönelik bilgilerin az olması, yerel pazara yönelik içgörü eksikliği ve finansmana erişim başlıca temel zorluklar olarak sıralanıyor. Deneyimler Işığında Yurt Dışı Yatırımların Başarısında Öne Çıkan Başlıklar Yurt dışına yapılan yatırımlardan genel olarak memnuniyet duyulması, uluslararası genişleme stratejilerinin etkinliği ve devamlılığına dair önemli bir gösterge olarak dikkat çekiyor. Yatırımları başarı ile yöneten Türk yöneticilere göre en önemli konu başlıkları raporda şöyle sıralanıyor: Ön araştırma ve pazar analizi: Yatırım kararından önce ortalama beş yıllık bir dönem boyunca ön araştırma ve pazar analizi yapılmalı. Bu sürede yatırım bölgesini tanımak için ihracat, distribütör kanalıyla satış ve/veya depo kanalıyla satış modelleri değerlendirilebilir. Finans ve bankacılık sistemi analizi: Hedef ülkenin finansal yapısı ve bankacılık sistemine ilişkin detaylı çalışmalar yapılmalı. Finansal kaynaklara erişim ve nakit akış yönetimi, yatırımın sürdürülebilirliği açısından kritik önem taşıyor. Vergi, hukuk ve teşvik yapısı: Hedef ülkenin vergi ve hukuk sistemine dair detaylı çalışmalar yapılmalı. Teşvik mekanizmalarından faydalanmak için yerel düzenlemelere hâkim olmak şart. Yerel danışmanlık ve pazar hakimiyeti: Yerel pazar dinamiklerine hâkim, doğru yönlendirme yapabilecek danışmanlarla çalışılmalı. Doğru insan kaynakları politikası: Yerel iş gücüne uygun ve kültürel adaptasyonu destekleyen insan kaynakları politikaları geliştirilmeli. Şirketin merkez kültürü ile yerel beklentiler arasında denge kurulmalı. Raporlama ve performans değerlendirme: Yatırımın başarısını izlemek için ihtiyaçlara uygun raporlama sistemleri dizayn edilmeli.

Sağlık amaçlı termal yatırımlara ihtiyaç büyük Haber

Sağlık amaçlı termal yatırımlara ihtiyaç büyük

KAHA - Türkiye'de sayıları artan termal tesisler, sadece kaplıca turizmine odaklanan altyapı ile inşa edilirken; dünyada talebi hızla artan fizik tedavi rehabilitasyon ve termal kür merkezlerinin ülke genelindeki sayısı son derece yetersiz bulunuyor. Jeotermal enerjide dünyanın en zengin 4'üncü ülkesi olan Türkiye'nin, bu alanda taşıdığı büyük potansiyele dikkat çeken Jeotermal Enerji Derneği (JED) Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, "Yatırımları planlanan termal turizm tesisler, profesyonel hekimler ve sağlık çalışanlarının hizmet verdiği termal tedavi, kür ve fizik tedavi merkezleri ile birlikte planlamalıdır. Böylelikle ülkemiz, büyük potansiyel taşıyan jeotermal kaynaklarından sağlık turizmi boyutuyla da daha fazla yararlanmış olacaktır." dedi. Türkiye'deki jeotermal kaynakların; sıcaklık, debi, fiziksel ve kimyasal özellikleri ile Avrupa'daki örneklerinden çok daha üstün nitelikler taşıdığını vurgulayan Kındap, bu alanda hizmet verecek turizm tesislerinin birer hastane gibi tasarlanarak sağlık hizmeti sunan kuruluşlar olması gerektiğini kaydetti.  2024 yılında hizmete giren dokuz termal otel ve bu yıl hizmete girmesi planlanan 15 termal otel ile mevcuda 7 bin 500 termal yatak kapasitesinin eklenebileceği bilgisini veren JED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, şu değerlendirmeyi yaptı: "Başta en önemli ticaret partnerimiz olan Avrupa'da kür merkezlerindeki termal tedaviye ilgisi giderek artıyor. Türkiye bu noktada büyük potansiyel vaat etse de, hizmete giren ve yatırım aşamasında olan tesislerimiz daha çok kaplıca turizmine odaklanan altyapılara sahip. Yüz milyonlarca dolar yatırım yaptığımız bu tesislerimiz, uluslararası akreditasyonu olan fizik tedavi ve rehabilitasyon, balneoterapi ve kür tedavisi merkezleri ile birlikte planlanmalı. Bu tesisleşme atılımını yaparsak, milyarlarca dolar gelir elde etmemiz mümkün." JED Yönetim Kurulu Başkanı Ali Kındap, Anadolu coğrafyasının dünyada jeotermal kaynaklarla sağlık uygulamalarının ilk uygulandığı coğrafya olduğuna işaret ederek, Türkiye'nin jeotermal enerjide Avrupa'nın lider ülkesi olmasına rağmen sadece 70 bin termal yatak kapasitesine sahip olduğunu anımsattı. Türkiye ile kıyaslanmayacak kadar az kaynağı Almanya'nın 750 bin termal yatak kapasitesi ile her yıl 10 milyondan fazla turiste ev sahipliği yaptığını belirten Kındap, "Rekorlarla kapattığımız 2024 yılında 62,2 milyon turisti misafir ettik ve toplamda 61,1 milyar dolar gelir elde ettik. Turist başına gelirimiz ise 1000 dolar seviyesinde kaldı. Ülkemizde termal turizmden yararlananların sayısı ise sadece 3 milyon seviyesinde. Bu sayının hemen tümü yerli turistlerden oluşuyor. Termal tedavi merkezleri ile kişi başına elde ettiğimiz turizm gelirimizi en az iki katına çıkarmamız mümkün" dedi.

Eksun Gıda’dan yeşil enerjiye 14,1 Milyon Euroluk yatırım Haber

Eksun Gıda’dan yeşil enerjiye 14,1 Milyon Euroluk yatırım

Tüm paydaşları için sürdürülebilir değer yaratmayı ilke edinen ülkemizin önde gelen un üreticilerinden Eksun Gıda, yenilenebilir enerji alanında da yatırımlar gerçekleştiriyor. Daha önce Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretim Yönetmeliği kapsamında kurmayı planladığı toplam 18,9 MW güce sahip rüzgar enerjisi santrali (RES) yatırımı için çağrı mektubunun alındığını duyuran Eksun Gıda bu kapsamda önemli bir adım attı. Şirket, kurmayı planladığı 7 MW ve 11,9 MW kapasiteli rüzgar enerjisi santrallerinin türbin tedariki için rüzgar türbini tasarımcısı ve üreticisi Nordex Grup ile anlaşma sağladı.  İnsana ve çevreye değer katan yatırımlar sürecek  Anlaşmaya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Eksim Gıda Grubu Başkanı ve Eksun Gıda Genel Müdürü Ahmet Demir, Eksim Holding’in yenilenebilir enerji vizyonunu gıda sektörüne taşımaya devam ettiklerini belirterek, “İmzaladığımız 14,1 milyon Euro tutarındaki sözleşme, yeşil dönüşüme olan katkımızın somut bir göstergesi oldu. Lisanssız üretim kapsamında hayata geçirilecek iki rüzgar enerjisi santrali (RES) için imzalanan bu sözleşmenin toplam bedelinin yüzde 15’lik avans tutarı şirketimizin iç kaynaklarından ödendi. Eksun Gıda olarak en temel gıda maddesi olan unu, 30’dan fazla ülkeye ulaştırırken içinde varolduğumuz dünyaya karşı sorumluluklarımızın da farkındayız. Bu doğrultuda, köklü kurum kültürümüz ve güçlü finansal yapımız sayesinde insana ve çevreye değer katan yatırımlarımızı önceliklendiriyoruz.” şeklinde konuştu. Enerji fazlası piyasaya verilecek Proje tamamlandığında üretilecek enerjinin ihtiyaç fazlasını piyasaya sürmeyi planladıklarını ifade eden Demir, “Yenilenebilir enerji santrali yatırımlarımızın sürekliliğini sağlamak ve sürdürülebilirlik hedeflerimize katkıda bulunmak için çalışmalarımızı hız kesmeden sürdüreceğiz. Projeye ilişkin gelişmeleri ilerleyen süreçte yatırımcılarımız ve kamuoyu ile paylaşmaya devam edeceğiz” dedi. 

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.